MARMARA İLAHİYAT DEKANI ALİ KÖSE'NiN BİR TV DİZİSİNDEN PAYLAŞTIĞI GARİP SÖZLER(1)
MARMARA İLAHİYAT DEKANI ALİ KÖSE’NiN BİR TV DİZİSİNDEN PAYLAŞTIĞI GARİP SÖZLER(1)
[“Peygamber Efendimize yakıştıramadığınızı Allah’a nasıl yakıştırıyorsunuz?”]
Bir televizyonda oynayan “SEN ANLAT KARADENİZ” dizisinde, kadına şiddeti konu alan bir hutbe sahnesine yer verilmiş. Hutbede hoca (!), konuya girince camide bulunan cemaat arasındasert tartışmalar baş gösteriyor.Hoca da hutbede bir ara dikilip bu tartışmaları izliyor. Tartışmalar devam ederken hoca cemaate soruyor:
“Peygamberimiz kadın dövmüş mü, ona kadın dövmeyi yakıştırabiliyor musunuz” diye soruyor.
Cemaat da “hayır” diye cevap verince, hoca:
“Peygamber Efendimize yakıştıramadığınız bu fiili, o halde Allah’a nasıl yakıştırıyorsunuz?” diyor.
Böylece hoca (!), herhangi bir yoruma da ihtiyaç duymadan ayetteki açık lafzı, keyfi tasarruf ve düşüncesiyle inkâr etmiş oluyor.
Dizideki sözde hutbede ayrıca, camide hutbe esnasında cedel ve kavga edilebileceği de fiilen öğretilmiş oluyor. Bu suretle, hutbe okunurken namazda olduğu gibi ciddiyeti emreden ve yanındaki konuşana “sus” demeyi bile öngörmeyen Dinimizin bu husustaki hüküm ve adabı çiğnenmiş oluyor. Camilerde tartışma veya kavgayı kıyamet alameti ve musibet sebebi sayan hadisi şerifler de işin cabası. Bir film yazarının kafasından çizdiği senaryoya göre bir din anlayışı ve fasit bir cami adabı, millete en âyâni yöntemle öğretiliyor.
Usul yönünden de dizideki hutbede verilen mesaj son derece hatalıdır. Herşeyden önce, genel kural olarak belirtelim ki, dinen mubah addedilen bir fiili Hz. Peygamber (s.a.v.)’in terketmesi, o fiilin haramlığına işaret etmez. Sakın ola bu ifadeden, kadını dövmenin mubahlığı anlaşılmasın! Sadece, kadını dövme tartışmalarının dışında, fıkıhtaki bir genel kuraldan söz ediyorum. Hz. Peygamber’in haram olan bir fiili işlemesi ise asla düşünülemez. İş bu durumda yanlış usulden varılacak hüküm de yanlış olur.
Öte yandan, İslamiyet’te, sadece Hz. Peygamber (s.a.v.)’e emredilen yahut sadece ona haram kılınan yahut da sadece ona müsaade edilen istisnaî fiiller de vardır. Örneğin, teheccütnamazı ona farzdır. Soğan sarımsak gibi ağız kokusu yapan yiyecekler ona haram kılınmıştır. Onun vefatından sonra geriye kalan hanımlarının başka biriyle evlenmesi, muhkem (en güçlü) bir haramdır. Zira onlar ümmetin anneleridir. Aynı anda 4’ten fazla hanımı nikahı altında bulundurma ise ona ruhsat olarak verilmiştir. Bu konuda başka örnekler de vardır. Bu ve benzeri örneklerden hiçbiri, ümmet hakkında delil değildir. Yani Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle hareket etmiştir, diyerek biz de onun gibi davranamayız. Kısaca bunlar Hz. Peygamber (s.a.v.) hakkında, sadece ona mahsus istisnai hükümlerdir.
Kaldı ki dizide okunan -sözde- hutbede, usulsüz bir şekilde Hz. Peygamberin fiili üzerinden ayet-i kerime (Allah’ın hükmü) yargılanmaktadır. Demek ki, “Kuran’a uymayan hadisler sahih de olsa kabul etmeyiz” diyen “Kur’an İslamcıları/Kur’âniyyûn fırkası” (2), keyiflerine uymayan durumlardafasit kurallarını tersine işletip, kendi kendilerini inkâr da edebilmektedirler… Bu durum, bu tür fırkalarda dini bir samimiyetin olmadığının en bariz örneklerindendir. Dini usul ilimlerini hiçe sayarak, dinde gelişigüzel ahkam kesenlerin, böylesi traji-komik durumlara düşmeleri elbette yadırganacak değildir.
Burada yadırganacak asıl hadise şudur:
“Marmara İlahiyat Fakültesi Dekanı” makamındaki Prof. Dr. Ali Köse’nin, “Peygamber Efendimize yakıştıramadığını Allah’a nasıl yakıştırırsınız” sloganı ile dizide yer verilen bu sözleri ve buna ait linki İlahiyat Fakültesi Facebook’unda öğrencileri için paylaşması, yadırganacak asıl hadisedir. Bir dekan, tenkit etmek şöyle dursun, öğrencileri için bu senaryoyu sitayişle paylaşmakla yukarıda anlatılan dini sakıncaları da öğrencilerine öğütlemiş olmaktadır. Cumhurbaşkanımızın, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nde sarfettiği ifadelerine açıklık getirmesine rağmen, o ifadeleri cımbızlayarak suiistimal eden bazı çevrelerce yapılması istenen dini güncellemenin veya zamana göre yapılması gündeme geleniçtihatların bu düşüncedeki ilahiyatçılara tevdi edilmesi durumunda doğabilecek vahameti varın siz düşünün!..
Ali Köse’nin aynı platformda paylaştığı “TARİKAT-I MUHAMMEDİYE” başlıklı çarpık yazıdaki vahametleri de önümüzdeki günlerde yayınlayacağız inşallah!
Unutmayalım ki bazen, dindar görüntüyle dine verilecek zararı, başka hiçbir yapı veremez!..
23.03.2018
Dr. Ahmet GELİŞGEN
www.ahmetgelisgen.com
(1) Ali Köse’nin yazımıza konu paylaşımı aşağıdadır:
(2) Kur’âniyyûn fırkası için bkz.
https://www.ahmetgelisgen.com/Makale-Detay.aspx?ID=161#2018032399
https://www.ahmetgelisgen.com/Makale-Detay.aspx?ID=167#20180323105
http://www.ahmetgelisgen.com/Makale-Detay.aspx?ID=162#2018032384
Bu haber 2401 defa okunmuştur.