ANASAYFA SİTEDE ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE İLETİŞİM

BİLGİLENDİRME:

Elbette altta ki isimlerin hepsini bir tutmuyoruz. Reddiye ve tenkit edilenleri bir kategori altında topladığımız için böyle uygun gördük.

HABER ARA


Gelişmiş Arama

GALERY

EN ÇOK OKUNANLAR

SİTEMİZE ZİYARETLER!

       
KIYAMET GÜNÜNÜN KORKUNÇ SAHNELERİNDEN BİR KESİT

KIYAMET GÜNÜNÜN KORKUNÇ SAHNELERİNDEN BİR KESİT

Tarih 20 Aralyk 2017, 09:47 Editör Yönetici

KIYAMET GÜNÜNÜN KORKUNÇ SAHNELERİNDEN BİR KESİT

KIYAMET GÜNÜNÜN KORKUNÇ SAHNELERİNDEN BİR KESİT[1]

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَوْمَ نَحْشُرُ الْمُتَّقِينَ إِلَى الرَّحْمَنِ وَفْدًاوَنَسُوقُ الْمُجْرِمِينَ إِلَى جَهَنَّمَ وِرْدًا

 “O gün, Allah’a karşı gelmekten sakınanları Rahmân’ın huzurunda elçiler heyeti gibi toplayacağız. Suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevk edeceğiz” (Meryem, 19/85, 86).

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim, ilk suresi olan Fâtiha’nın üçüncü ayetinde, “Allah’ın, hesap gününün sahibi” olduğunu haber vermek suretiyle bizlere hesabı hatırlatmaktadır. Arkasından da kıyamet günündeki sorgumuzun konusu olan “sadece ona kulluk etmemiz” den söz etmektedir.

Dünyada başıboş bırakılmayan insan, elbette Allah’a kulluk için gönderilmiştir. Akıl ve serbest iradesiyle kulluk imtihanı veren insan için, bir de bu imtihanın değerlendirilip karşılığının görüleceği bir hesap gününün gelmesi kaçınılmazdır. Çünkü hak edene hak ettiğinin karşılığını vermek, Allah’ın adaletinin bir gereği olduğu gibi, herkesin dünyada hak ettiğinin karşılığını alması da kulların bir beklentisidir. Kullar için imtihan bu şekilde daha da anlamlı hale gelir. Öte yandan, Allah’a kulluk görevini yerine getiren insanın mükâfat ümidi yanında, kulluktan uzak bir hayat yaşayan insanın da kötü akıbetle karşılaşacağı korkusu, iradeyi olumlu yönde etkileyen ve imtihanı bilinçli hale getiren önemli birer faktördür.

Bunun için Allah Teâlâ, hesaba çekileceğimiz bir günün geleceğini, yaratılış gayemiz doğrultusunda yaşayıp yaşamadığımız ve verdiği nimetleri kulluk yolunda kullanıp kullanmadığımız konusunda hesaba çekileceğimizi pek çok ayet-i kerimede haber vermiştir.[2]

Konu ile ilgili Meryem Sûresi’nde geçen bazı ayet-i kerimeler şöyledir:   

  فَوَرَبِّكَ لَنَحْشُرَنَّهُمْ وَالشَّيَاطِينَ ثُمَّ لَنُحْضِرَنَّهُمْ حَوْلَ جَهَنَّمَ جِثِيًّا.  ثُمَّ لَنَنزِعَنَّ مِن كُلِّ شِيعَةٍ أَيُّهُمْ أَشَدُّ عَلَى الرَّحْمَنِ عِتِيًّا.  ثُمَّ لَنَحْنُ أَعْلَمُ بِالَّذِينَ هُمْ أَوْلَى بِهَا صِلِيًّا.  وَإِن مِّنكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا كَانَ عَلَى رَبِّكَ حَتْمًا مَّقْضِيًّا.  ثُمَّ نُنَجِّي الَّذِينَ اتَّقَوا وَّنَذَرُ الظَّالِمِينَ فِيهَا جِثِيًّا. وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَيُّ الْفَرِيقَيْنِ خَيْرٌ مَّقَامًا وَأَحْسَنُ نَدِيًّا. وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هُمْ أَحْسَنُ أَثَاثًا وَرِئْيًا. قُلْ مَن كَانَ فِي الضَّلَالَةِ فَلْيَمْدُدْ لَهُ الرَّحْمَنُ مَدًّا حَتَّى إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ إِمَّا الْعَذَابَ وَإِمَّا السَّاعَةَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضْعَفُ جُندًا.(Meryem, 19/68-75)

“Rabbine andolsun, onları şeytanlarla beraber mutlaka haşredeceğiz. Sonra onları kesinlikle cehennemin çevresinde diz üstü hazır edeceğiz. Sonra her bir topluluktan, Rahman’a karşı en isyankâr olanları mutlaka çekip çıkaracağız. Sonra, oraya girmeye en lâyık olanları muhakkak ki en iyi biz biliriz. (Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir. Sonra Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş hâlde bırakırız.

Ayetlerimiz kendilerine apaçık bir şekilde okunduğu zaman, inkar edenler, inananlara: ‘İki topluluktan hangisinin (sizin mi, bizim mi) bulunduğu yer daha hayırlı ve meclis ve mahfili daha güzeldir?’ dediler. Biz onlardan önce, mal-mülk ve görünümü daha güzel olan nice nesilleri helak ettik. (Ey Muhammed!) De ki: “Kim sapıklık içinde ise Rahman onlara, istenildiği kadar süre versin!.. Nihayet kendilerine va’d olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler.” (Meryem, 19/68-75).

Hesap gününün sıkıntıları daha Kıyamet’in kopuş anından itibaren başlar. O anın dehşetiyle gençlerin simsiyah saçı bile korkudan bembeyaz olur.[3] Emzikli kadın emzirdiği çocuğunu unutur; hamile kadın karnındaki çocuğunu düşürür, insanlar sarhoş gibi olurlar.[4]

Hesap günü kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar; herkes kendi derdine düşer.[5] Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.)’in insanlar o gün terlerler; ter yetmiş zir’a yerin dibine işler; hatta insanları kulaklarına kadar gemler[6] hadîsi, o günün sıkıntısını çok veciz bir şekilde özetlemektedir.

O günde Allah, kişinin kendi aleyhine, dünyada yaptığı kötülükler hakkında, organlarına şahitlik ettirecektir.[7] Dünyadayken birlikte günah işleyen dostlar o gün, dünyadaki arkadaşlıklarından dolayı pişman oldukları gibi, dostlarına ve Şeytan’a da hasım ve düşman olurlar.[8] Dünya hayatındayken nimetler içerisinde şımararak dostlarıyla birlikte[9] günah işleyenlerin yüzleri, o gün kederleri dolayısıyla kapkara olacaktır. Kur’an’ın ifadesiyle onlar, günahkârlarla inkarcılardır.[10] Hesabın zorluğunu ve işledikleri amellerin kötü karşılığını gördüklerinde “eyvah mahvoldum” diye bağıracaklar,[11] toprak olmayı ve yok olmayı temenni edeceklerdir.[12] Ne var ki bu pişmanlık fayda vermeyecektir. İnkârcılar, daha ölüm anındayken gerçekleri ve amellerinin kötü sonucunu görünce, “Rabbim! Beni (dünyaya) geri gönder, boşa geçirdiğim dünyada mutlaka salih amel işleyeceğim” diyerek pişmanlıklarını ifade etseler de bunlar boşuna söylenmiş sözler olacaktır.[13]

Bunun yanında o gün, dünya imtihanını kazanmış müminler de olacak. Onlar, dünyada îmânla yaşayıp, Dînî emir ve yasaklara riayet ederek tertemiz bir kalple Allah’a gelen kullardır.[14] Hesap gününde onların yüzleri parlak, güleç, sevinçli[15]  ve bembeyaz olacaktır.[16] Sığınılacak hiçbir yerin olmadığı o dehşetli günde Allah’ın özel bir gölgesi altında gölgeleneceklerdir.[17] Sonuçta Allah onlardan razı, onlar da Allah’ın verdiği mükâfata râzı olacaklardır.[18] O gün onlara şöyle denilecektir:

Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!”[19]

 İman ve istikametle yaşayıp Rablerinin huzuruna varan bu müminler için ne ölüm anında ne kabir hayatında ne de hesap gününde korku ve hüzün vardır. Çünkü Allah, meleklerini onlara yardımcı dost olarak gönderecektir. Cennette ise istedikleri her şey, Allah tarafından onlar için “konukluk” olarak hazırlanmıştır.[20]

İşte, iki tip insanın kıyamet/hesap günündeki durumları. Elbette akıllı kişi, hak ve hayırlı olanı seçecek ve bu mükâfatı kazandıracak hayatı kendine yol edinecektir.

Gerek Kur’an-ı Kerim, gerekse Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, ibret alıp Kıyamet gününde acıklı duruma düşmememiz ve ebedi mükafatı kazanmamız için, bizlere ahiretin iyi ve kötü ahvalini haber vermişlerdir. İnsan oğlunun hayatının her anı kayda alınmakta; söylediği her söz ve işlediği her fiil, kıyamet günü hesabı görülmek üzere “gözetleyici melekler” tarafından kaydedilmektedir.[21]

Öyleyse hayatımızı ona göre yaşayalım!

18.12.2017

Dr. Ahmet GELİŞGEN

 

 



[1] DİYK Uzmanlığı görevimizde, 2007 yılında, Kur’an-ı Kerim’in 16. cüzü tefsiri bağlamında DİB’na verdiğimiz yazılardan biri esas alınmıştır.

[2] Bkz. Bakara, 2/254; İsrâ, 17/71; Kehf, 18/49; Enbiyâ, 21/35; Ankebut, 29/58; Tekâsür, 102/8.

[3] Müzzemmil, 73/17.

[4] Hac, 22/1, 2.

[5] Abese, 80/34-37.

[6] Buharî, Rikâk, 47.

[7] Yâsîn, 36/65; Fussilet, 41/21.

[8] Furkân, 25/28; Sâd, 38/64; Zümer, 39/31; Zuhruf, 43/38, 67; Kâf, 50/28.

[9] İnşikak, 84/9.

[10] Abese, 80/40,41; Âl-i İmrân, 3/106.

[11] İnşikak, 84/9.

[12] Nebe, 78/40.

[13] Mü’minûn, 23/99, 100. Bkz. Fecr, 89/23-25.

[14]  Şuarâ, 26/89.

[15] Abese, 80/38, 39.

[16] Âl-i İmrân, 3/106.

[17] Buhârî, Rikâk, 24; Müslim, Zekât, 91.

[18] Beyyine, 98/7, 8.

[19] Fecr, 89/27-30.

[20] Fussilet, 41/30-32. Bkz. İbrâhim, 14/27.

[21] Kâf, 50/17, 18.

Bu haber 1541 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit




DR. AHMET GELİŞGEN

MİSYONER MESAJLARINA DİKKAT!.

MİSYONER MESAJLARINA DİKKAT!. MİSYONER MESAJLARINA DİKKAT!.

Ahmet Gelişgen Hoca Diyanet'e Geri Dönüşü - Takdiri İlahi

Ahmet Gelişgen Hoca Diyanet'e Geri Dönüşü - Takdiri İlahi Gelişgen hoca kendisine birçok haksızlıkların yapıldığı kuruma geri döndü..

(c) 2014 - 2016 Bu web sitemizle biz kesinlikle bir inanca ve kişilere saldırı yapmıyoruz. Bu tamamen inandığımız değerlere, inanca saldıran bir zihniyeti deşifre ve bilgilendirme amacıyla, kaynak ve yorumlara dayalı özgür ifadenin savunulduğu bir web sitesidir. Olmamasını düşündüğünüz sayfa ve nedenlerini bize göndermeniz halinde, değerlendirip gerekli işlemi yapacağımızıda buradan bildiririz. Kaynak göstermek şartıyla alıntılar yapılabilinir! Reddiyeler.com - Ehli sünnet itikadı üzerine yazılan faydalı yazılar..
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Alt Yapy: MyDesign