Sevgili Dostlar! Dinimizde Cuma namazı, erkek kadın cinsinden sadece Müslüman erkeklere farzdır. Sahih hadiste bu durum sarahaten belirtilmiştir. Peygamber (s.a.v.), sahabe, tabiun ve sonraki ulemamız da 1400 yıl boyunca bunu böyle anlamış ve bu hususta ulema arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu olmamıştır.
Kur’an-ı Kerim’de cuma namazına işaret eden ayetteki hitabın ilk bölümü erkeklere yöneliktir. Ancak Kur’an'nın bu şekildeki hitap tarzından, o hükmün sadece erkeklere ait olduğu hükmü çıkarılamaz. Çünkü Kur’an'ın hitap tarzında, erkeklere yönelik emir sıygasıyla gelen çoğu ayet kadınları da kapsar. Ancak, cuma günü namaza koşmayı emreden ayetin bu bölümü, yalnız erkeklere mahsustur. Bunu bize anlatan ve tefsir eden, ayrıca bu konuda uygulama şeklini de gösteren hadis-i şeriflerdir. Bu konudaki makbul hadis-i şerifler göz ardı edilirse, yalnızca ayetten cuma namazının ne adını ne de kılınış şeklini çıkartabiliriz.
Kadınlar cuma günü, sadece öğle namazından sorumludurlar. Şu kadar var ki cumaya gitmeleri de yasak değildir. İsterlerse Cuma namazına gidip, cuma namazını eda edebilirler. Cuma namazını kıldıkları takdirde kadınlardan öğle namazı sakıt olur. Nitekim bazı bayanların cuma namazına gittikleri de görülmektedir. Neredeyse bütün camilerimizde kadınlara mahsus mekân da mevcuttur. Kadınlar cuma günü önceden buraya giderlerse, erkekler o mahfile çıkmazlar. Şayet kadınlardan o gün cumaya gelen yoksa, erkeklere ait alanın yetersiz olması halinde, kadınlara mahsus yeri erkekler doldurabilirler. İşbu durumda, dinen ve uygulama pratiği olarak, kadınların cuma kılmasına engel bir durum söz konusu değildir. Yeter ki iffet ve adaba riayet edilsin!
Cuma namazı konusunda asıl önemli olan nokta ise şurasıdır: Türkiye’mizde üzerine cuma farz olan erkeklerin durumuyla ne kadar ilgileniyoruz? Kaç tane cuma namazı kılmayan erkek Müslümanı bu namaza alıştırdık? Gençlerimiz öğrencilerimiz, çalışanlarımız... Şükür ki hükümetimiz en son noktada bu konuda nefes alacak bir açılım getirdi. Ancak özellikle okullarda ve özel sektörde yerleşik alışkanlıklar hala devam etmektedir.
Uygun görülürse, yakîni bilgi için örneklemeyi kendi ailemden yapmak istiyorum: 30 yıldır vaz irşadın içerisindeyim. 12 yıl fiilen müftülük vaizlik yaptım. 13 yıla yakın da DİYK Uzmanlığı. Son beş yılda ise, eskisinden daha fazla ilmi çalışma ve irşadın içerisindeyim. Bu mesleğin sahibi olduğum halde, mükellef oldukları dönem olan ortaokul ve lise çağında benim iki erkek çocuğum, tatiller dışında cuma namazı kılamamışlardır!... Benim dışımdaki Müslümanların çocukları için de aynı problem söz konusuydu mutlaka.
Şimdi biz Türkiye'de, erkeklerin beş vakit namaz için camiye gitmeleri bir kenara, üzerlerine farz olan cuma namazı için bile erkeklerimizi ne kadar camiye sokabiliyoruz ki, üzerlerine cuma namazı farz olmayan bayanları camiye sokacağız diye uğraşıyoruz?.. Burada bir abeslik ve terslik yok mu? Bunda bir maksat yok mudur?..
Dolayısıyla asıl önemli noktayı gözden uzak tutarak, kadınların cuma kılması farzmış gibi bir yaklaşım ve gayrette bulunmak, külliyen hatadır ve iyi niyetten uzaktır. Başka ülkelerde kadınların cumaya gidip gitmemesi, bize hiç de ölçü değildir. Ben şahsen, köylerde dahi kadınların cuma ve bayram namazlarına gittiklerini, çocukluğumdan beri müşahede etmişimdir. Bu hususta ölçü, zanna ve fitneye sebep olabilecek uygulamalara meydan vermemek ve konuda gerekli tedbirleri almaktır.
Ne yazık ki, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu konuda anlaşılmaz gayret ve çalışmaları dikkat çekmektedir. Geçtiğimiz yıllarda, “Cami Kadın Buluşması” adı altında haydi kadınlar camiye kampanyaları yürütüldü. 2010 yılı Camiler Haftası, bu konuya tahsis edildi. (http://youtu.be/nm3plaPGYNU; http://m.haber7.com/amphtml/kadin/haber/615283-diyanet-kadinlar-da-camide-namaz-kilmali). O yıl Türkiye’deki bütün camilerin giriş kapılarına kadın siluetli posterler asıldı. 03 Kasım 2007 tarihinde Kızılcahamam’daki Patalya Termal Otel’de
düzenlenen “İrşad Sempozyumu”nda, Mehmet Görmez başkanlığındaki bir oturumda
kadın cami ilişkisi tartışıldı ve bu kapsamda, kadınların beş vakit namaza camilere gitmeleri konusunda hararetli tavsiyeler ortaya kondu. Aynı bağlamda, güya İslam alimleri, kadınların mescide gitmelerini yasaklamışlar gibi varsayımlardan hareketle, İslam alimlerine ve dini literatüre kıyasıya eleştiriler yöneltildi. Aynı bağlamda, Müslüman hanımlara yabancı erkeklerle cilveli konuşmayı, teberrücü vs. yasaklayan Ahzab Suresi (33)’nin 32 ve 33. ayetlerindeki hükmün, sadece peygamber hanımları hakkında olduğunu, Müslüman hanımları ilgilendirmediği vurgulandı.[1] (I. Din Hizmetleri Sempozyumu, 3-4 Kasım 2007, DİB Yayınları, 2008, Ankara, s. 301 vd. Kitabın basımında kırpılan bazı konuşmalar da elimizdeki canlı CD konuşmalarında mevcuttur).
21.07.2017
Dr. Ahmet Gelişgen
Bu haber 3062 defa okunmuştur.