3- Bir cemaate katılmayıp, takıldığın şeklindeki kelime oyunlarına senden başka itibar eden olmuş mu? Neden, katılmadığını, takıldığını iddia ettiğin o cemaatin Sabetaycı gizli Yahudilerin ve Masonların toplaştığı
Adnan Oktar cemaati olduğunu yazamadın?
'Takılmak'' dediğin şey, nasıl bir şeydir ki, o cemaate hukuk/yargı müdahalesi olunca seni de ağır ceza mahkemelerinde yargıladılar? Zaten bütün Türkiye bu gerçekleri duymak üzere ve şu anda bile çok yüksek sayıda insan bunları duydu, bunun şokunu yaşıyor? Net duruş sergilemen gerekmez miydi? Bu şartlarda bile hala neden gizlemek refleksi, paniği ile hareket ediyorsun?
''Evet, Adnan Oktar grubundandım ama sonra işler sarpa sarınca ayrıldım ve kızıl imamcılar denilen grupla yoluma devam ettim.'' de... Bunu dediğin anda takipçilerin hemen fark edecekler değil mi, zaten sen de itikadi meselelerde '
bilimsellik' maskesinin arkasında Adnan Oktar grubunun savunduklarını savunuyorsun.
'Geleneksel İslam' diye diye aşağılayıp, doğru olan ehl-i sünnet itikadını, Adnan Oktar grubunun da çekmek istediği ayara çekmek istiyorsun. Yok aranızda bir fark... Yani fiziken bir ayrılık olsa bile inanç, niyet, hedef anlamında bir ayrılığınız yok... Onlar mimlenmişler ama senin bu yüzün ve gerçek kimliğin tanınmıyor.
4- Sabetaycı Yahudilerde de, diğer grup Yahudilerde olduğu gibi, soy, anneden devam etmiyor mu? Senin, anne tarafının soy adını alman bu şartlarda pek tabii değil mi? Senin fotoğrafının da bulunduğu,
''Adnan Oktar'ın şık müritleri'' başlıklı, 1986 tarihli gazete kupüründeki haber metni doğruydu da, soy adın orada yazıldığı gibi
Osman Caner Uygun'du da, sonradan mı değiştirdin? Bunu bile neden iki cümle ile net açıklamıyor, üzerinde hala sis perdeleri bırakıyorsun? Soy adını değiştirirken, bir taşla iki kuş vurmak istedin mi? Hem Adnan Oktar hadiseleri sırasında bu durumlara düştüğün, yargılandığın, dünya kadar hadise yaşandığı,
kızıl imamcılar vak'aları hemen anlaşılmasın, hem de Türkiye'deki Sabetaycı aileler arasında hiç kalmamış olan Taslaman soy adı devam etsin mi istedin?
5- Soy adını Bosna'ya bağlayıp duruyorsun ama Bosna'da ne var, bu soy adını orada neden almışlar, Boşnakça'da Taslaman ne demek ya da Taslaman'ın kökeni nedir, nereden gelir, neden izah edip iki dakikada sis bulutlarını dağıtmamakta ve bir şeyleri gizlemek çabanda hala ısrarcısın? ''Yahu amma abarttılar. Taslaman'ın kökeni şudur. Manası budur. Bu kelimede İbranice'ye atıf yoktur.'' diyeceksin, bitecek ama yoksa var mı bir atıf?
6- Adnan Oktar imzası ile basılıp dağıtılan kitapların, bilim ile din sanki ayrıymış gibi bilim ile dini sözde birleştirdiği iddia edilen o kitapların, senin tabirinle dini meseleleri "bilim, akıl ve mantık süzgeci''nden sözde geçiren o kitapların, o belgesel CD'lerin, Amerika merkezli Evanjelik/Siyonist Hristiyan tarikatlarına ait olduğunu, onlardan modifiye tercümeler olduğunu uzun yıllar önce delilleri ile ispat ettik. Sonra Adnan'ın kediciklerinden Sabetaycı Didem Ürer, canlı yayına çıkıp bunu kabul ve itiraf etmek zorunda kaldı. Yetmedi, bir de ''Amerika'daki yaratılışçıların kitaplarından istifade etmişsek, bu yanlış mı?'' mealinde cümleler ile vaziyeti kurtarmaya teşebbüs etmek zorunda kaldı. Yoğunluktan senin kitaplarını hala inceleme fırsatı bulamadık. Söylesene mr. Taslaman, senin kitaplar da onlardan, yani içlerine sızan gizli Yahudiler tarafından itikatları, bilimsellik, akılcılık, mantıklı olmak maskeleri ile tam da Yahudilerin/Siyonistlerin istediği ayara getirilen ve İsrail için beleş asker olmaya hazır o Hristiyanlardan, yani Evanjeliklerden araklama tercüme mi? Öyle ise baştan itiraf et, bizi boşuna meşgul etme, çünkü afişe edeceğimiz, gerçek yüzünü meydana sereceğimiz çok lüzumsuz var. Vaktimiz de dar.
7- Akademik kariyer elde etmende, ülkemizdeki gerçek paralel devlet olan Sabetaycıların, üniversitelerdeki uzantılarının ve Masonların payı oldu mu? Diplomaların, doktoran falan gerçektir inşaallah. Değilse baştan itiraf et, yaz, boşa zaman kaybetmiş olmayalım.
8- Bu son madde çok önemli... Söyle Sabetaycı Turgay Ciner'e, söyle o Sabetaycı Cansu Canan Özgen'e, bir canlı yayın ayarlasın, senin karşına bizden birini çıkartsın, bakalım bir saat sonra Caner Taslaman diye biri kalıyor mu, girdiği şekilden sonra hala ona itibar eden bir kimse kalıyor mu, Sabetaycıların markalaştırdıkları kişiler gerçekten marka değerinde mi, anlayalım ve bütün Türkiye de anlasın...
Biz 'Her şey Aladağ için' dedik... Seni ve senin gibi bazılarını, öteleyecek, bir iki sene daha kendi çapınızda dönmenize izin verecek, dokunmayacaktık. İkaz ettikçe, 'Bir nane değilsiniz, akıllı olun'dedikçe, kendilerini bir nane sanan Sabetaycı basın ve medya teröristleri ve patronları, Aladağ yurt yangını üzerinden o insanlık dışı basın/medya lincini ve Türk/İslam düşmanlığını, cemaat/tarikat düşmanlığını devam ettirdiler.
Şimdi onların hepsine gülücüklerimizi ilet... Senden sonra dokunduğumuz avukat Metin Feyzioğlu'na da ilet. Söyle ona, biz de peşini bırakmayacağız.
Mehmet Fahri Sertkaya
Kaynak:
http://kriptoyahudiler.blogspot.com.tr