Kur’an yeterdi, Kur’an apaçık kitaptı, Kur’an’ı herkes anlardı, Kur’an ile insanlar arasına başkalarını sokmaya gerek yoktu, Peygamber bile sadece Kur’an’ı getiren (haşa) bir postacıydı ve tefsir görevi yoktu…
İşte bu zihniyetin temsilcilerinden Mehmet Okuyan sözde tefsir yani aslında uyduruk yorumlarla dolu kitap külliyatı kaleme alıyormuş ve 25. cildindeymiş.
İNSANLARI KENDİLERİNE BAĞLADILAR
Mustafa İslamoğlu’nun Türkiye’de başını çektiği Mehmet Okuyan’ın da sürüklenip gittiği bu akımdaki gurup “Kur’an ile aranıza kimseyi sokmayın, Kur’an apaçık herkes anlar, meal yeter” dediler fakat aynı kitleye “tefsir dersi” yapmaya başladılar, gerekçeli meal yazdılar, sattılar. Kendilerine tabi olanlar o kadar basiretsiz bir güruh ki bunu bile sorgulamaktan acizdiler ve hakikati göremediler.
“Bize Kur’an yeter diyenler niye Kur’an ile aramıza giriyor” diyemediler.
AYAK UZATIP KOPYALA YAPIŞTIR
Ömrünün sonunda tüm birikimiyle ilmi saklamış olmaktan korkup, hiç abdestsiz oturmadığı rahle başında edepten iki büklüm bir vaziyette “Allah’ın kelamına mana verirken yanlış yapmaktan sakındığı için” eli titreye titreye yazan alimler nerede?
Önüne laptopu almış, ayaklarını uzatmış, PDF dosyalarından kopyala yapıştır yapan sahte din tüccarları nerede?
HADİSLER GEÇERSİZ AMA MEHMET OKUYAN GEÇERLİ
Peygamberimizden 300 yıl sonra yazıldı diyerek hadisleri reddedenler Mehmet Okuyan’ın 1440 yıl sonra yazılmış hurafelerini baş üstüne koyacaklar, kabul edip alkışlayacaklar. Mustafa İslamoğlu’nun, Bayraktar Bayraklı’nın hurafelerini yaptıkları gibi…
Bu da ayrı bir nokta…
Twitter’da paylaşımın altına yapılan yorumlar da okunmaya değer.. Sadece bir kaçını sizlere sunuyoruz:
Bu haber 3691 defa okunmuştur.