“Gerçekten onlardan (ehli kitaptan) bir fırka vardır ki kitapta olmadığı halde onu kitaptan sanasınız diye kitabı okurken (doğru kelimeyi değiştirerek) dillerini eğip bükerler. Ve Allah tarafından olmadığı halde ‘bu Allah katındandır’ derler. Bu suretle onlar Allah’a karşı bile bile yalan söylerler.” (Al-i İmran, 78)
Hazreti İsa (Aleyhisselam) yazılı bir İncil bırakmamıştır. İncil indirilme esnasında yazılmayıp Hz. İsa’dan (as) yüz yıl kadar sonra yazılmıştır. İncil ezberlenen bir kitap olmadığından herkes hatırlayabildiğini yazmış, arları doldurmuş, katıp karıştırmıştır. Dolayısıyla ilahi kitap olmaktan çıkmıştır. Zaten şuan piyasada olan inciller de onlarcasının arasından insanlar tarafından seçilerek benimsenmiştir. Tevrat da aynı şekilde tahrifata uğramıştır. BURADAN BAKABİLİRSİNİZ
Lafın kısası Mehmet Okuyan, ezberlenerek, yazılarak aktarılmak suretiyle korunan ve günümüze kadar gelen sahih hadisleri bile işine gelmediği için kabul etmezken, şüphe ile yaklaşırken tahrif edildiği sabit naklen ve aklen sabit olan kitapların şimdiki halini “Allah tarafından” olduğunu savunup “şartlanmamış” beyinlerin kabul edeceğini söylüyor.
Bu çelişkili halinden yine iki şey çıkıyor.
1. si kendisi de hadislere şartlanmış beyinle yaklaştığı için reddetmesi, inkar etmesi mümkün oluyor.
2. si ise Fethullah Gülen’den sonra tevrat ve İncil’in şu anki halini “Allah tarafından geldiğini” kabul edip okunabilir olduğunu savunmak yani yeni bir Dinler Arası Diyalog faciasının işaretleri veriliyor.
Yeni yazdığı uyduruk tefsir(!)inde (yani kendi yorumları) de tevrat ve incile atıf yapıyor da onun alt yapısını mı hazırlıyor orasını bilemiyoruz tabi. Kur’an ile aranıza kimseyi koymayın diyen Okuyan’ın insanlar ile Kur’an arasına kendi yazacağı tefsir(!)i koyması da ayrı bir facia tabi.
www.ihvanlar.net
Bu haber 5023 defa okunmuştur.