İslam alimlerine hakaret eden imamı Diyanet korumuş. Kırşehir'de imamlık yapan ve yöneticisi olduğu internet sitesinde İslam alimlerine hakaret eden haberler yazan Yasin Kılınç’ın Diyanet tarafından korunduğu ortaya çıktı.
‘Kutlu Doğum’un bir FETÖ projesi olduğunun İhlas Medya Grubu tarafından gündeme getirilmesinden sonra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ‘tarihi değişecek’ demesine rağmen sadece ismini değiştirerek konunun üstünü kapatmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanlığının, bu sefer de İslam alimlerine dil uzatan Diyanet çalışanını koruduğu ortaya çıktı.
Kırşehir’de imamlık yapan kişinin, yöneticisi olduğu ‘dinihaberler.com’ sitesinde İslam alimlerine yönelik hakaret içerikli haberler yaptığı tespit edildi. İmam Yasin Kılınç’ın yazdığı ‘Akıl hocası İmamı Rabbani olanın vay haline’ başlıklı haberde İmam Rabbani Hazretlerine ve onun yazdığı eserlerden olan Mektubat kitabına dil uzatılıyor.
Konuyla ilgili Türk Diyanet Vakıf Sen bir rapor hazırlarken, raporda, ‘Haber sitesinde yapılan gayriahlaki ve siyasi haberleriyle hizmet içinde dışında bu pervasız tavırları devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğu gibi din görevliliğinin saygınlığına pervasızca zarar vermekte olduğu bilinmesine rağmen korunması izah edilemez’ denildi. Raporda, Yasin Kılınç’ın asli görevi yerine editörlük yaparak gelir elde ederek ticari faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla şikayet edilmesine rağmen bugüne kadar bir işlem yapılmadığına dikkat çekildi. Sendikanın raporunda, Yasin Kılınç ile ilgili şikayetin önce Kırşehir Valiliğine, ardından da Kırşehir Müftülüğüne intikal ettiği, ancak bu durumun gizlenerek haksızlığın korunduğu iddia edildi. Türk Diyanet Vakıf Sen tarafından Diyanet İşleri Başkanlığına gönderilen raporla ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı, vatandaştan Diyanet İşleri Başkanlığına gelen şikayetlerin değerlendirmeye alınmadığı, ayrıca Diyanet’in söz konusu siteyi desteklediği ileri sürüldü.
İlgili şahıs hakkında hazırlanan raporun Diyanet İşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu tarafından iki kez sümenaltı edildiği iddia edildi
NUMAN KURTULMUŞ’U MAHMUT PAŞA’YA BENZETTİLER
Dinihaberler.com sitesindeki skandallar bununla da bitmiyor. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar’ın görev süresinin sonlandırılmasına ilişkin yapılan haberlerde, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, üstü kapalı olarak Payitaht Abdulhamit dizisindeki Mahmut Paşa’ya benzetildi. Üstü kapalı olarak Numan Kurtulmuş’tan Mahmut Paşa olarak bahsedilen haberlerde skandal ifadelere yer veriliyor.
“Mehmet Emin Özafşar’ın kararnamesinde bitmek bilmeyen skandallar” başlıklı haberde “Kutlu Doğum Haftası ile ilgili beklentisi karşılanmayan bir el kurum amiri Mehmet Görmez’in görüşüne ve bilgisine başvurmadan Özafşar’ın görev süresini sonlandıran bir kararname hazırlattı. Başbakan Binali Yıldırım’ın kararnameyi imzalaması sonrasında skandal belge Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne gitti. Mehmet Görmez ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ayrıntılarından haberdar olmadığı o belge, Cumhurbaşkanı’nın onayına sunuldu ve neticede lazım olan üçüncü imza da bir şekilde alındı” ifadelerine yer verilirken, “Özafşar’ın görev süresinin uzatılmaması alimlere gözdağıdır” başlıklı haberde ise, “Görev süresinin uzatılmaması şeklinde yapılan işlem, kamuoyunda Özafşar’dan ziyade Mahmut Paşa’nın ehli bid’ate verdiği sözün yerine getirilmemesi üzerine Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve Genişletilmiş İstişare Kurulu üyelerine bir mesaj olarak algılandı.
Aradan geçen iki güne rağmen Özafşar’ın görev süresinin neden uzatılmadığına dair Diyanet’ten ve bağlı olduğu bakan Numan Kurtulmuş’tan her hangi tatmin edici bir cevabın gelmemesi Özafşar’ın kurban edildiğinin en açık delili” şeklinde ifadeler kullanıldı.
SKANDAL İFADELER DEVAM EDİYOR
“Diyanet’e İhanet”, “Özafşar’ın görevden alınmasını teşkilat nasıl gördü” başlıklı haberlerde de Numan Kurtulmuş, üstü kapalı olarak Mahmut Paşa olarak lanse ediliyor. “Kutlu Doğum ile başlattıkları kaosu, vati-kan-ın harlaması, Mahmut Paşanın gümlemesiyle başaracaklarını sandılar” gibi skandal ifadelerin yer aldığı sitedeki haberlerde Özafşar’ın görev süresinin sözde Kutlu Doğum Haftası üzerinden yapılan tartışmalar nedeniyle uzatılmadığı iddia ediliyor. Sitede yer alan haberlerde şu ifadelere de yer veriliyor:
“Diyanet’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da bu konuyla ilgili olarak, önümüzdeki yıldan (2018) itibaren Kutlu Doğum Haftası’nın Mevlid Kandili haftasına göre tanzim edilerek icra edileceğini, bu kararın da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yakın zamanda cereyan edecek olan önemli bir toplantının ardından açıklanacağını söylemişti.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Sayın Kurtulmuş’un bahsettiği o toplantıyı bir kaç gün önce Sayın Özafşar’ın da katılımıyla gerçekleştirdi ve toplantı sonunda Sayın Kurtulmuş’un vurguladığı Kutlu Doğum Haftası ile ilgili kararını açıkladı. Karar, Kurtulmuş’un açıkladığı gibi değildi. Açıklanan karara göre, Kutlu Doğum Haftası her yıl icra edildiği tarihte kutlanacaktı. Değişiklik sadece haftanın ismine ilişkin idi. Tarih aynı yani 14-20 Nisan idi. Haftanın ismi ise "Kutlu Doğum Haftası" değil "SİRET HAFTASI" idi. Bu değişiklik, daha önce siyasilerle (Sayın Kurtulmuş ile) Diyanet yetkilileri arasında gerçekleştirilen görüşmelerin ardından değerlendirildiğinde karar yetkisini elinde bulunduran siyasi merciler nezdinde adeta bir göz boyama olarak algılandı muhtemelen. Yani aslında değişen bir şey yoktu. Karar mercii, Diyanet İşleri Başkanlığına kutlama tarihinin değişikliği yönünde alenen-direkt olmasa da zımnen veya işareten talimat vermiş olmasına rağmen Diyanet bu talimata uymamıştı. Sonuç itibarıyla da Diyanet’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş nadasa düşmüş oldu. Bu durum ise mealesef şık bir durum olmadı. Ya Kurtulmuş o açıklamayı yapmayacaktı veya Diyanet (yetkilileri) yapılan o açıklamaya muvafık tavır sergileyerek Kutlu Doğum Haftası’nın icra faaliyetlerini Mevlid Kandili haftasına alacaktı. Ama olmadı. Sorumluluk açısından kurumun en tepesindeki kişinin zımni (belki de aleni) talimatına uyulmamış oldu. Bu durum elbette ki siyaset ve siyasetçi açısından sıkıntılı bir durum.
Bu tür durumlarda ise siyaset otoritesinin, siyasetçinin imaj ve karizmasının muhafaza edilmesi adına bu tür durumlarda müdahale etmek lüzumu ortaya çıkar”.
Bu haber 2921 defa okunmuştur.