Ehli Sünnet dışı bâtıl fırkalardan biri olan Selefîlik, üç tane sapkın imama tâbi olduğunu söyleyerek dini tekeline almaya çalışır. Halbuki, "Dikkat edin, halis din yalnız Allah'ındır..." (Zümer 3)
Bu dinin ilk reformistidir. Sahabeyle arasında 650 yıllık bir mesafe olmasına rağmen, aykırı görüşleriyle, bu dini Tâbiîn ve Tebe-i tâbiîn'den daha iyi anladığı görüntüsünü vermektedir. İslam tarihinde bu radikal adamdan önce, tasavvuf ehline 'kâfir' ve 'müşrik' diyen kimse çıkmamıştır.
Onun yanında yetişmiş olmasına rağmen, Ehli Sünnetten ayrılmayan talebelerinden biri olan İmam Zehebî'nin kendisine yazdığı nasihat mektubu oldukça serttir:
İmam-ı Süyûti hazretleri buyuruyor ki:
"İbni Teymiye kibirliydi. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek adeti idi." (Kam-ul Muarıd)
İmam-ı Şârani hazretleri buyuruyor ki:
"İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya, ariflere dil uzatırdı. Kitaplarını okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır." (Tabakat-ül-kübra)
2) Muhammed bin Abdülvahhab
11 asır içinde gelmiş binlerce Ehli sünnet ulemâsı dururken, o İbni Teymiye'ye tâbi olmayı seçmiştir. İbni Teymiye'nin tüm radikal fikirlerini benimsemekle kalmamış, uygulamaya dökmüştür.
İngiliz hükümetiyle anlaşma yapıp, Necd bölgesinde idareyi ele aldığında ilk yaptığı icraat, şirk olduğu gerekçesiyle! sahabe efendilerimizin ve ulemânın kabirlerini yıktırmasıdır. Halbuki fikirlerinden etkilendiği İbni Teymiye bile, salih kişilerin kabirlerinin yıkılmasına fetva vermemiştir.
Bugün, bu bâtıl akideyi temsil eden Işid teröristleri de, idareyi aldıkları yerlerde ilk olarak salih kişilerin kabirlerini bombalamakta ve müslümanların kanını ve malını helal saymaktadırlar. (Örnek; Veysel Karânî türbesini bombaladılar)
İngilizlerin Osmanlı'yı yıkmak için kullandığı bu Vehhabileri, sonraları Amerikan hükümeti ele almış ve ortadoğuda söz sahibi olabilmek ve İslamı bölmek için maddi ve manevi olarak desteklemiştir. (bkz. youtube/Hillary Clinton Wahhabi)
Amerika'nın son yıllarda bizim ülkemizden ele aldığı başka bir gurup ise, 17 ve 25 aralık darbe girişimleriyle bütün müslümanların öfkesini üzerine çeken paralel örgüttür.
Bu iki bâtıl gurubun, Sam amca tarafından kullanılış şekli birbirine çok benzer.
3) Abdülaziz bin Baz
1999 yılında ölmüş olan bu kişinin, marjinal görüşlerini burda açıklama imkanımız yoktur. Ehli Sünnete olan düşmanlığı adeta yüzüne yansımıştır. (Yürüyen Ölüler filminde zombiyi makyajsız oynar!)
'Akli ve Hissi Delillerle Dünyanın Düz Oluşunun İsbatı!' adında bir risale yazmıştır. Kitapları, Vehhabi Suud hükümeti tarafından tüm dünyadan gelen hacılara ücretsiz olarak dağıtılır.(Porno neşriyattan sakındığınız gibi sakınmanızı tavsiye ederim! Cinsel içerik adamı günahkar ve fâsık yapar, ama bid'at ehli adamı kâfir yapar! Kâfirler, ebedî olarak ateştedir!)
Aşağıda, bu alimin! bahsi geçen risalesinden bir paragrafı alıntılayarak konuya son veriyorum:
"Kim, dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve dalâlete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah'ın, hem Kur'anın, hem Peygamberin reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da müslümanların hazinesine katılır!" (Yanlış okumadın! Bi daha bak istersen)
Allah Teâlâ hazretleri, Peygamberine muhalefet edip müminlerin yolundan ayrılan bu selefî kardeşlerimize hidayet nasib etsin! Kalplerindeki eğriliği gidersin ve terkettikleri büyük caddeye geri döndürsün... Âmîn
"Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, Peygambere muhalefet eder, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse, onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız! Orası ne kötü bir varış yeridir." (Nisâ 115)