Şii İran'ın ülkemiz de olduğu gibi, Avrupa'da yaşayan alevilere yönelik nasıl bir örgütlenme içerisine girdiğinin karelerinden birisi... Devletimiz bu konularda tedbir almalıdır, Türkiye'de onlarca şii cami vs var iken, faşist sapık mezhepli İran'da bir tane dahi sünni camii yok, sünniler zulüm altında.. Devlet bu gibi anektodları iç tehlike kategorisinde ciddi bir biçimde değerlendirmelidir..
Kadir Mısıroğlu'nun Gurbet İçinde Gurbet adlı kitabından...
Bir gün Ciddeden Frankfurta uçacaktım. O zaman Cidde'de ve Mekke'de pek çok Türk entellektüel vardı.
Uçağın kalkışı sabaha karşıydı. Benden o saate kadar bir sohbet istediler. Bir evde toplandık. Genişçe bir odada seksen yüz kişi vardı. Talip Alp haziruna hitaben konuşmama başlamadan önce:
''-Ben Kadir Beyle bir helalleşmek istiyorum.'' dedi. Hayretle sordum.
''-Ne helalleşmesi?'' Yukarıda naklettiğim hikayeyi anlattı ve;
''-Ben.'' dedi. '' O zaman kendisine 'tarihi kinlerle konuşuyorsun' diye itiraz etmiştim fakat bugün O'nun orada söylediklerinin doğru olduğuna inanıyorum. Bu yaz İngiltere'deydim. İran İhtilali'nin yıldönümü toplantısı yapılacalmış. Benim ilgili bulunduğun TÜRKYAR (Türk Talebeleri Yardımlaşma Derneği) de toplantıya çağrılmıştı. Orayı temsilen ben gittim. Bir resepsiyon veriliyordu. İngiltere'deki İran büyükelçisi Türk olduğumu anlayınca, beni kenara çekti ve:
''-Türkiye'de ne kadar alevi var?'' diye sordu.
Dedim ki:
''-Ben bu işleri pek iyi bilmem, ama tahminim beş milyon kadar vardır.''
Adam itiraz etti:
''-Yooo!... Asla! Türkiye'de yirmi milyondan ziyade alevi var. Biz hepsini köy köy, şehir şehir biliyoruz.''
Ben de dedim ki:
''-Doğru olabilir, ben bilmem. Ama Türkiye'deki alevilerin çoğu sizin işinize yaramaz. Onların büyük kısmı ateisttir; oruç tutmaz, namaz kılmaz, hacca gitmez. Gusül bile bilmezler. Onlar sizin işinize yaramaz!...''
Adam dedi ki:
''-Bu sizin kabahatiniz. Onları cahil bırakmış ve tarih boyunca ezmişsiniz. Biz onların çocuklarını alıp Kum Şehri'nde tahsil yaptırdıktan sonra geriye göndereceğiz. Onlarda mensup oldukları camiaya rehberlik edip kendilerini uyandıracak ve teşkilandıracaklar.''
Bu vakayı teyid eden bir başkasını da anlatmak isterim:
Almanya'da Muhted Mısıroğlu adında bir manevi evladım vardır. O'nun vaktiyle Bosch Firması'nda çalışırken namazsız, niyazsız bir arkadaşı varmış. Bu dört beş sene kaybolduktan sonra bir gün Stuttgart'da Muhted'le karşılaşmış ve aralarında şöyle birkonuşma cereyan etmiş:
''-Ooo, arkadaş sen dört beş senedir yoksun, nerelerdesin?''
''-Ben imam oldum, Hamburg'da imamlık yapıyorum.''
''-Ne imamlığı yapıyorsun? Sen Bosch'ta çalışırken İslamiyet'le hiçbir alakan yoktu!''
''-Ben burasan ayrıldıktan sonra İran'a gittim. Kum şehrinde okudum. Hoca oldum. Şimdi de Hamburg'da bir alevi camiinde imamlık yapmaktayım...!''
Gerçekten İranlılar bütün Avrupa'daki Türkiyeli alevileri teşkilatlandırmakta ve onlar için alevi camileri açmaktadırlar. Ben bunlardan Köln'dekini gördüm ve imamınında fötör şapkalı bir İranlı olduğunu müşahede ettim.
(Tafsilat için: Gurbet İçinde Gurbet, Sh:163, Dipnot,60)
Bu haber 18759 defa okunmuştur.