Mustağriplerin Göremediği
Ebu Hureyre’nin (r.a.) Allah Resulü (s.a.v.) ile olan üç yıllık birlikteliğe 5374 hadis sığdırması olağan üstü bir hadise değildir. Çünkü o devir insanları içerisinde daha kısa zamanda O’ndan kat be kat daha fazla metin ezberleyenler vardır. Nitekim kitaplarda uzun şiirleri bir defada hıfzeden nice şahsiyetlerin hatıraları mevcuttur. Ebu Bekir’in (r.a.) nesep bilgisi, Aişe’nin (r.ah.) şiir birikimi, Hammad’ın eyyam-ı arab malumatıkarşısında Ebu Hureyre’nin (r.a.) üç yıla sığdırdığı nedir ki? Sonra, klasik usulde bir medrese talebesi dahi kısa zamanda Nahiv’de; “Elfiye”yi, Akaid’te; “Emali”yi, Hadis Usulünde; “el-Menzumet’ul-Beykuniyye”yi, Furu’fıkıhta “Kuduri”yi … ezberler, öyle icazet alırdı. Moritanya’da bu gün bile onlarca Kütüb-i Sitte hafızı vardır. Yazarın Ebu Hureyre (r.a.) ile Raşid Halifeler arasında yaptığı oranlamayı medrese müfredatı ile Ebu Hureyre (r.a.) arasında yaptığınızda göreceksiniz ki üç yılda ezberlenen 5374 hadis, altı ayda bir acem tarafından ezberlenen 6666 ayete nispetle (şöhretinden dolayı bu rakam kullanılmıştır.) hiç de hayreti mucip değildir.
Rivayetlerin çokluğuna hafıza açısından bakıldığında, Ebu Hureyre’nin (r.a.) beş bin küsur hadisi rivayet etmesi makuldür. Fakat bütün bu makuliyet içerisinde sadece Ebu Hureyre’ye (r.a.) ait bir takım hususiyetler vardır ki; onlar hesaba katıldığında rivayetlerin bilinen sayıdan aşağıda olmasında bir olağan üstülük olmaktadır. Çünkü Ebu Hureyre’nin (r.a.) üç yıl Allah Resulü (s.a.v.) ile birlikte olması, Suffe’nin başkanı sıfatıyla Efendimiz’le (s.a.v.) sürekli irtibat kurması, hadis tahsili için aç karnına taş bağlayıp Peygamber’in gündemini takip etmesi, başka türlü izah kabul etmez.
İbn Ömer, Talha b. Ubeydillah, Ebu Eyyup el-Ensari (r.anhüm.) gibi Sahabiler de Ebu Hureyre’nin (r.a.) hadis ilmindeki yüksek mertebesini itiraf etmekte ve bunu Allah Rasülü (s.a.v.) ile olan birlikteliğine bağlamaktadırlar.
Son Üç Yılın Bereketi
Efendimiz’in (s.a.v.) son üç yılı, içtimai, siyasi, hukuki birçok mühim hadiseye tanıklık etmiştir. Çünkü Kureyş’in ateşkesi ardından bütün mesaisini İslam’a davete hasretti. Farklı bölgelere İslam elçilerini gönderdi. Medineye’de “Ceziretu’l-Arap”ın her köşesinden kabileler geldi. Ebu Hureyre (r.a.), Allah Rasülü’nün (s.a.v.) başucunda bekleyen müdakkaik bir talebe suretinde bütün bu olup-bitenlere tanıklık etti. Gözleriyle gördü, kulaklarıyla işitti ve yüreğiyle ezberine aldı. Kimsenin sormaya cesaret edemediği konuları Hz. Resulüllah’a (s.a.v.) sorup-öğrendi.
***
Ebu Hureyre’nin (r.a.) beş bin küsur hadis rivayet etmesi tamamiyle olağan bir durumdur. Bu noktada diğer Sahabilerin Ebu Hureyre (r.a.) ile benzer konumda olamamalarının sırrı ise Allah Rasülü’nün (s.a.v.) Ebu Hureyre’ye (r.a.) yönelik hususi dualarıdır. Peygamber duasının bereketi rivayetlerin miktarına etki emiştir. Bunu anlayabilmek için, muhakkak mümin olmak gerekmez. Tarihi verileri tahrif etmeden okuma dürüstlüğüne katlanan herkes rivayet noktasında Ebu Hureyre’nin (r.a.) hangi amillere binaen “kümbetler arasında yükselen bir Kubbe-i Harda” olduğunu idrak edecektir.
62 Hakim, Müstedrek, III, 583
63. Hakim, Müstedrek, III, 585.
64. Hakim, Müstedrek, III, 586.
65. Hakim, Müstedrek, III, 584.
66. Hatip, a.g.e.., s. 205.
İhsan Şenocak Hocaefendi
Bu haber 3582 defa okunmuştur.