ANASAYFA SİTEDE ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE İLETİŞİM

BİLGİLENDİRME:

Elbette altta ki isimlerin hepsini bir tutmuyoruz. Reddiye ve tenkit edilenleri bir kategori altında topladığımız için böyle uygun gördük.

HABER ARA


Gelişmiş Arama

GALERY

EN ÇOK OKUNANLAR

SİTEMİZE ZİYARETLER!

       
MEHMET GÖRMEZ DİYALOGÇU VE ILIMLI İSLAMCI MIDIR?

MEHMET GÖRMEZ DİYALOGÇU VE ILIMLI İSLAMCI MIDIR?

Tarih 02 Haziran 2017, 01:02 Editör Yönetici

MEHMET GÖRMEZ DİYALOGÇU VE ILIMLI İSLAMCI MIDIR?

DİB BAŞKANI MEHMET GÖRMEZ DİYALOGÇU VE ILIMLI İSLAMCI MIDIR?

Sayın Görmez'in tebliğ ve yazıları üzerinden yapacağımız birkaç değerlendirme eşliğinde, sorunun cevabını sizlere bırakmanın doğru olacağını düşünüyoruz.

A)   Konrad Vakfı’ndaki Sunumu

Sayın Görmez, "ÇOĞULCULUK TECRÜBESİ VE İSLAM" konulu yaptığı sunumda, Fetöcülüğün temelini oluşturan "dinler arası diyalog" konusundaki görüşlerini de dile getirmektedir. Görmez’in, ılımlı İslamcı olup olmadığına da yine bu yazının sonunda verilen linklerde, Sayın Görmez'in fikirleri olarak yayınlanmış yazıya bakmak yeterli olacaktır. (Türkiye ve Avrupa'da Çok Dinli Yaşam -Geçmişten Günümüze-", Konrad Adenauer Vakfı Açılış Konferansı, 24-25 Kasım 2005 Ankara Dedeman Otel).

Esasen Ilımlı İslam ve diyalog, birbirinin tamamlayıcı unsuru olarak, birbiri yerine de kullanılabilen kavramlardır. Zira “diyalog”, dinlerin ortak noktası olan ahlaki hükümlerde birleştirip yeni bir din uydurmak olduğuna göre, gerçek İslam’ı ılımlaştırmadan/dejenere etmeden “diyalog”u gerçekleştirmek mümkün değildir.

Bilindiği gibi Alman Adenauer Konrad Vakfı, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yıllar öncesinde PKK'ya yardım eden kuruluşlar arasında zikredilmişti. Bugün ise, Almanya’nın ülkemize karşı zararlı tutumu ortadadır. Adenauar Vakfı ki, Diyanet’le yaptığı anlaşmayla, Diyanet ortaklığıyla yurt dışına gidecek imamların eğitimini sağlamıştır.

 Aşağıda orijinal metninin linkini verdiğimiz tebliğ metni içerisinde yer alan altı çizili ifadelerde, ortak noktalarının alınması suretiyle İslamiyet, Hristiyanlık ve Yahudiliğin birleştirilmesi anlamını içeren "dinler arası diyalog" mesajlarının bulunduğu görülmektedir. Diyalogçular, tahrif edilmiş Yahudilik ve Hristiyanlıkla birlikte İslamiyet'i, hatalı bir isimlendirme ile, "İbrahimi Dinler" olarak adlandırmaktadırlar. Bu isimlendirmedeki maksat, güya üç dinin birbiriyle çok yakın olduğuna işaret etmek ve bu bağlamda bunları birleştirmek!  

Bilindiği gibi "çok dinli yaşam"; dinlerin, sevgi, barış, kardeşlik, iyilik ve hoşgörü gibi hümanist nitelikli ortak noktalarının alınarak, yeni bir dinin oluşturulması ve bunun İslam dünyasına benimsetilmesi anlamına gelmektedir. Bu anlamda "çok dinli yaşam", diyalogun başka bir ifadesi ya da açılımı olarak kabul edilebilir. 

Tebliğin başlarında yer alan satırlarda Görmez; İslamiyet, Yeni Ahid ve Eski Ahid'de, insanlığın hayrına, Allah'ın rahmet ve mağfiretine ait mesajların aynı olduğu iddiasıyla, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’in, -güya- birbirlerine benzer ve yakın olduğuna işaret etmektedir. 

Aynı satırlarda geçen "Hıristiyan teolojisinde Hz. İsa, "Kelimetullah" olarak bütün insanları sevgiyle kuşatmak için bedenleşmiş ve çarmıha gerilmeye razı olmuştur" ifadesiyle Görmez, Kur'an'da açıkça reddedilen "çarmıh" hadisesini tenkit etmeksizin, doğrularcasına dinleyiciye sunmaktadır. 

Görmez tebliğinde ayrıca, Hz. Peygamber (sav)'in de Hristiyan ve Yahudilerle "diyalog" kurduğunu ifade etmektedir. Bu ifadeyle Peygamber Efendimizin (s.a.v.)’in tebliğ görevi, demogoji yoluyla "dinler arası diyalog"a benzetilmekte ve bu şenaate delil olarak gösterilmektedir.

Halbuki Peygamber Efendimizin (s.a.v.)'in tebliğini, özel olarak tanımlanan ve 1967'lerde Vatikan tarafından ortaya atılan "diyalog"a benzetmek ya da onunla özdeşleştirmek, kasıtlı bir çarpıtma olur. Bu iddiaya en güzel cevap, Kur'an ı Kerim'de "Kâfurun" suresinde mevcuttur. Bu bakımdan, Hz. Peygamber (sav)'in veya İslamiyetteki tebliğ emrinin, "diyalog" olarak algılanması, asla mümkün değildir. 

Görmez'in tebliğ metninde, dinlerin ortak noktalarının alınarak yeni bir dinin oluşturulması anlamına gelen "dinler arası diyalog" u savunan açık ifadelerden biri,  "Avrupada Çok Dinli Yaşam" başlığı altında geçmektedir. Bu bölümde yer alan orijinal ifade şöyledir: 

"Eğer çok dinli yasam yeniden ele alınacaksa bütün dinlerin tecrübelerinden yararlanmak gerekir."

Görüldüğü gibi Görmez, dinlerin ortak noktalarının alınarak, çok dinli yaşamın yeniden oluşturulması (dinler arası diyalog) gerektiğine işaret etmektedir. 

Mehmet Görmez'in sunumu, şayet kaldırılmamışsa Konrad Vakfı sitesinde ve Mehmet Görmez'in kendi sitesinde, mevcut idi (Bkz: http://www.mehmetgormez.com/dosyalar/1_36753061_4101327.

B) Görmez, Carullah ve Diyalog

Mehmet Görmez’in Yüksek Lisans Tezi olarak yayınladığı yayınladığı Musa Carullah’a ait kitaptan: Carullah’a göre, diğer din ve inançlara hoşgörüyle bakılması ve insanların cehennem ateşinde sonsuza kadar yanmayacaklardır (Mehmet Görmez, Musa Carullah Bigiyef, s. 157, 159; Rahmeti İlahiye Burhanları, s. 9 (Görmez’in kitabından alıntı).

Görmez de, (H. Ziya Ülken’in ağzından) Musa Carullah’ın, Müslümanlar arasında taassubu ve dini toleranssızlığı azaltmak gayesiyle bu fikirlerinde haklı olduğunu ifade etmektedir Mehmet Görmez, Musa Carullah Bigiyef, s.159).

Bir kere burada konu Müslümanlar arası ilişki değil, gayri Müslümler ilişkidir. Görün bakın ki, Musa Carullah ve benzerlerinin, İslam âlimlerine ve İslami kaynaklara asla hoşgörüleri yok; ama diğer dinlere ve inançlara karşı hoşgörüleri sonsuz!..

Musa Carullah, çoğu fırsatta bu günkü şekliyle diğer dinlerin doğruluğu ve yol göstericiliğine işaret etmektedir.  Bununla ilgili olarak Nisâ Sûresi’nin 26. Ayetinin anlamını saptırarak şöyle demektedir:

“Bu ayette Allah’ın bizden öncekilerin hakikate uygun sünnetlerine uymamızı istediğini görmekteyiz. Şayet İslam Ümmeti’nin kadim milletlerin sünnetlerine tabi olması, onları kendine rehber edinmesi, ilahi iradeye uygun görülmüş ve İslam tarafından meşru kabul edilmişse, Kur’an-ı Kerim açıkça ümmeti böyle bir şeye davet ediyor ve kadim ümmetlerin iyi sünnetlerini delil olarak görüyorsa, Kur’an’ı bize getiren Hz. Peygamber’in sünnetlerini, böyle bir haktan kim mahrum edebilir?” Musa Carullah, Kur’an Sünnet İlişkisine Farklı Bir Yaklaşım: Kitâbu’s-Sünne (Çeviren: Mehmet Görmez), Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2000, s. 15).

Halbuki söz konusu ayetteki “sünene’l-lezîne min kabliküm” ifadesinde kasdedilen salihlerin ve nebilerin yoludur. Ayet, müminleri, sâlihlerin yoluna ulaştırmaktan söz etmektedir. Fakat Carullah, güya sünnet’in delil oluşunu anlatmak için bu sokuşturmayı yapıyor. Halbuki Fazlurrahman gibiler, kendisi Hz. Peygamber (sav)’in hadislerini ve sünnetini kabul etmiyor, aklınca çağa göre yorumlanmış, halkın kabul ettiği ve toplumda uygulanabilirliği olan ve adına da “yaşanan sünnet” dedikleri saçmalığı kabul ediyorlar.

Musa Carullah, İslam sosyal şeriatını tanıtmak (Oluşturmak için mi demek istiyor bilmiyoruz) için bütün dinlerin, önceki milletlerin bütün kanunlarının, günümüz medeniyetinin bütün sistemlerinin tamamıyla kucaklanması gerektiğinden de söz etmektedir (Musa Carullah, İslam’ın Elifbâ’sı (Yayına Hazırlayanlar: İbrahim Maraş, Seyfettin Erşahin), Ankara, 1997, s. 44).

01.05.2017

Dr. Ahmet Gelişgen

 

DİB Başkanı Mehmet Görmez'in ılımlı İslam ve Dinlerarası Diyalog paralelindeki diğer bazı fikirleri için bkz. 

 

I. BÖLÜM

https://m.facebook.com/yildizistihbarat/photos/a.208674525982360.1073741828.208637342652745/557211811128628/?type=3&source=54

 

II. BÖLÜM

https://m.facebook.com/yildizistihbarat/photos/a.208674525982360.1073741828.208637342652745/557412357775240/?type=3&source=48

Bu haber 6998 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit




MEHMET GÖRMEZ

Ahmet Şimşirgil hoca, Mehmet Görmez'in maskesini düşürdü!

Ahmet Şimşirgil hoca, Mehmet Görmez'in maskesini düşürdü! Ahmet Şimşirgil hoca, Mehmet Görmez'in maskesini düşürdü!

Hüseyin Avni Hocamızın, Kur'ân'ın Allâh Kelâmı Olmadığını İddiâ Edenlere İlmî Reddiyesi

Hüseyin Avni Hocamızın, Kur'ân'ın Allâh Kelâmı Olmadığını İddiâ Edenlere İlmî Reddiyesi Hüseyin Avni Hocamızın, Kur'ân'ın Allâh Kelâmı Olmadığını İddiâ Edenlere İlmî Reddiyesi

(c) 2014 - 2016 Bu web sitemizle biz kesinlikle bir inanca ve kişilere saldırı yapmıyoruz. Bu tamamen inandığımız değerlere, inanca saldıran bir zihniyeti deşifre ve bilgilendirme amacıyla, kaynak ve yorumlara dayalı özgür ifadenin savunulduğu bir web sitesidir. Olmamasını düşündüğünüz sayfa ve nedenlerini bize göndermeniz halinde, değerlendirip gerekli işlemi yapacağımızıda buradan bildiririz. Kaynak göstermek şartıyla alıntılar yapılabilinir! Reddiyeler.com - Ehli sünnet itikadı üzerine yazılan faydalı yazılar..
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Alt Yapy: MyDesign