IRAK, Şia'ya Teslim Edilmiş Bir Memleket ! başlıklı ibret dolu kısa bir yazı.. Şiiliğin dönekliğini ve ABD ile işbirliğini çok kolay anlamanız için..
Not: Şiaya karşı çıktığımız için özellikle bazı ahmaklar mezhep karşıtlığı dış güçlerin işine gelir şeklinde açıklamalar yapıyor, bu yazıyı ve resimleri KAPAK mahiyetinde ithaf ediyorum. Bu tarz düşünen şii ve sempatizanlarına...
Bağdat Uluslararası Havalimanında Maliki’den gelen emirler üzerine Iraklı güçlerin yerlerinden alınarak tamamen İranlı güçlere devredildiği kaydedildi.
Irak istihbaratından bir subayın sızdırdığı bilgilere göre havalimanındaki Iraklı güçler tamamen yerlerini terk ederken yetki İranlı güçlere bırakıldı. Kararın İran elçisi Hasan Denaiyifer’in Irak’ın zirve için Arap liderlerini ağırlamaya hazır olduğu yönündeki ülkenin içişlerine açıkça müdahale ettiği açıklamalarından sonra yürütülmesi dikkat çekiyor.
Irak’ı yakından takip eden araştırmacıların gayet iyi bildiği üzere ilk işgal valisi Paul Bremer’in yetkisi ve etkisi neyse İran’ın mevcut Bağdat Büyükelçisi’nin konumu da aynı şekilde. İran elçisinin yaptığı açıklamalar, gerçekleştirdiği görüşmeler ve verdiği talimatlar Şii yetkililer tarafından anında yerine getiriliyor.
İran meselelerinde uzman olan Vahid Hüseyin el Cabiri açıklamasında İran elçisinin açıklamasının halk ve resmi zevat tarafından hoş karşılanmadığını, zira bunun defalarca Irak’ın içişlerine alenen karıştığı ve müdahil olduğu açıklamaların aynısı şeklinde değerlendirildiğine işaret ediyor.
Bu meyanda dışişlerinin elçiyi çağırıp görüşerek Irak meselesine dair açıklama yapmaması konusunda mesajının iletildiğine de yer veriliyor. Ancak İran elçisi ikinci kez konuştu ve Irak’ın Arap Birliği zirvesine hazır olduğu yönünde açıkça görüşünü beyan etti. Bunun üzerine yetkililerin Tahran’dan siyaset ve temel diplomasi ilkelerini bilen bir elçi ile mevcut elçinin değiştirilmesi yönünde talepte bulunduğu haberlerine yer verildi. Yine talepte elçinin iç işleriyle, siyasi partilerle veya Irak’ın dışişleriyle ilgili hususlara müdahil olmaması yer aldı.
Tüm bunlara rağmen Maliki, el Hekim, Sadr gibi mevcut iktidarı oluşturan Şii kişiler, partiler ve oluşumlar üzerinde İran’ın son derece etkin ve etkili olduğu gerçeği göz önüne alındığında elçiye yönelik uyarıların da işe yaramadığı görülüyor. Aynı şekilde İran Devrim Muhafızları Kudüs Tugayları Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani de geçtiğimiz aylarda yaptığı çok açık ve net konuşmasında Irak ve Lübnan’daki rejimlerin İran’ın her an istediği şekilde değiştirilebileceği ve yönetebileceği yapılar olduğunu dile getirmişti.
Siyasi araştırmacı Ali Ahmed el Musavi ise Tahran’ın Bağdat’tan bu tür açıklamalar yaparak Arap devletlerine ve Arap Birliğine Irak hükümeti üzerindeki nüfuzunu gösterdiğine dikkat çekiyor.
Böylesi açık bir müdahale ve Irak’ın egemenliğini çiğneyen açıklama karşısında hükümetin açık bir tavır almaması, resmi bir kınama yapmaması, elçiyi çağırmaması ve sebebini sormaması gibi yaşanan duruma işaret ediyor. Ancak Maliki liderliğindeki hükümetin bileşeni olan Şii şahsiyetlerin tamamına yakının İran tarafından yetiştirilmiş olması ve İran sayesinde iktidar koltuğuna oturtulmuş olması gerçeği neden tavır takınılmadığı sorusuna cevap veriyor.
Bunlara ilaveten İran elçisinin aynı zamanda cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin zirveye başkanlık yapmaması için de girişimde bulunduğu; onun yerine Maliki’nin başkanlık yapmasına çalıştığı yönünde haberler sızdı.
Kaynak: el Murabıt
IRAK BAŞBAKANI Şİİ EL MALİKİ VE BUSH..
Bu haber 20038 defa okunmuştur.