Nurettin Yýldýz’a takipçilerinden birisi “rabýta” hakkýnda soru soruyor. Rabýtayý soran kardeþimizin hatasý ki, ne iþiniz var rabýta ile iþi olmayanlarla!
Soru kýsaca þu: Rabýta yapmanýn dindeki hükmü nedir? Kadýncaðýz rabýtasýný, zikir derslerini yapýyormuþ, kocasý bu konuda ayet ve hadis olmadýðýný, hatta rabýtanýn gizli þirk olabileceðini söylemiþ. Bu da gelmiþ Nurettin Yýldýz’a soruyor.
Nurettin Yýldýz önce rabýtanýn kendince tarifini yapýyor. Bakýn ona göre rabýta neymiþ:
“Rabýta yapan Müslüman gözünü kapatýyor, onun bir þeyhi var. O þeyhinin resmini, cismini gözünün önüne getirmeye çaçýþýyor. Bunun gitgide Allah’a yaklaþtýracaðýný var sayýyor. Tasavvuf denen kavramýn çok büyük oranda, tamamýnda denebilcek bir oranda var olan bir uygulamadýr. Dolayýsýyla Ýslam ümmetinin tarihten beri yakalþýk 700-800 seneden beri þimdide çok önemli bir bölümü tasavvuf erbabýdýr.
Hasan El-Benna gibi muhteþem bir þehit bile Halveti tarikatýndandýr. Tasavvuf erbabýdýr. Hasan El-Benna rabýta yapar mýydý yapmaz mýydý bilmiyorum ama tasavvufta rabýta var. Baþka türlü, puanlamayla, diplomayla müridi kendisine baðlayamaz þeyh. Bunun mantýðý, þeyhi müridin gözünde önüne geçilmez, emredince her þeye itaat edilir düzeyine getirmektir.
Daha sonra kadýnýn kocasýna hak vererek bunun Kuran’da, sünnette, Ýmam-ý Azam’ýn mezhebinde rabýta denilecek bir þeye direk iþaret olmadýðýný, sünnete ait olduðunu kabul edemeyeceðini söylüyor ve ekliyor: “Ama þirktir sözü de çok aðýr, Hasan el-Benna’yý mðþrik düþünemiyorum”
(Videoyu vermiyoruz çünkü kurduklarý dernekle youtube hesabýmýza saldýrýda bulunuyorlar)
NURETTÝNYILDIZ’A CEVAPTIR
1- Rabýtanýn yapýlmasýndaki maksadýn þeyhi mürid gözünde yüceltmek olduðunu iddia etmek mantýk çakýlmasýdýr. Çünkü bir kiþiyi istediðiniz kadar düþünün, bu düþünceniz ya sevgi hasýl eder, muhabbet hasýl eder. Ya da bir düþmanlýk peyda eder. Kiþiyi nasýl düþüneceðiniz ile alakalýdýr. Düþünmek ile bir yüceltme, büyültme, kusursuz itaat etme içgüdüsünün oluþacaðýný iddia etmek ruhsal geliþim konusundaki cehaletin bir eseridir.
Kaldý ki rabýtanýn böyle bir amacý ve gayesi yoktur.
“Þüphesiz Allah(u Tealan)ýn, yer ehlinden bir takým kaplarý vardýr. Rabbinizin kaplarý, Salih kullarýnýn kalpleridir.
Kalplerin Allah’a en sevgilisi ise, en yumuþak ve en merhametli olanlarýdýr.”(Teberani, Zebidi, Ýthafü-s Sade, 6/209, Ahmed Ýbni Hanbel, ez-Zühd, No:827, sh:223; Münavi, Feyzül Kadir, No: 2375, 2/629, Süyuti, Nebhani, El-Fethu’l Kebir, No:4103, 1/374)
Ýmam-ý Münavi (Kuddise Sirrahu) bu hadis-i þerifin þerhinde þöyle buyurmuþtur:
“hadis-i þerifte geçen Salih kullardan maksat; hem Allah’u Teâlâ’nýn hem de kullarýnýn haklarýndan üzerlerine düþenleri hakkýyla yerine getirenlerdir.
Ýþte bu kullarýn kalplerine Allah’u Teâlâ’nýn marifetinin nuru dolarak uzuvlarýna taþar. Çünkü kalp yumuþayarak incelip parlayýnca, parlak ayna gibi olur. Meleküt (manevi) âleminin nurlarý ona parlayýnca bütün göðsü aydýnlatýr.
Ýþte o zaman gönül gözü, Allah’u Teâlâ’nýn emirlerinin iç yüzünü görmeye baþlar ve bu görüþ onu Allah’u Teâlâ’nýn nurunu mülahaza etmeye sevk eder (gözetmeye sürükler)
Böyle bir kalp Allah’u Teâlâ’nýn kendisine verdiði safa (paklýk) ile ziynet ve behayý (süs ve güzelliðini) kemale erdirdiðinden, mahlûkatý arasýnda Allah’u Teâlâ’nýn nazarýnýn mahalli olur.
Gördüðünüz gibi rabýta, Allahu Teala’nýn feyzini, nurlarýný doldurduðu kalplere yönelmek ve istifade etmektir. Ancak Nurettin Yýldýz gibi düz bir mantýkla bakarsanýz “þeyhi yüceltmek” olarak görürsünüz.
2- Nurettin Yýldýz sünnette rabýtanýn olmadýðýný, bunu kabul edemeyeceðini söylüyor. Biz bu konuyu daha önce izah etmiþtik:
3- Hasan El-Benna tarikata mensup olduðu için rabýtaya þirk diyemezmiþ. Pek, Hasan El-Benna’nýn tarikatla iþi olmasaydý ne yapacaktýnýz, þirk mi diyecektiniz. Ehl-i kýbleyi tekfir mi edecektiniz. Hasan el-Benna nasýl bir ölçü oluyor anlamak imkânsýz…
SONUÇ
Buradan bize iki ders çýkýyor.
Birincisi ailenizi iyi seçiniz. Þayet tarikat erbabý iseniz Tasavvuf düþmaný ile yuva kurmayýnýz. Ehli sünnet iseniz itikada bid’at sahibi kimselerle, bid’at sahibi hocalarý dinleyenlerle mümkünse yuva kurmayýnýz. Ýleride sizi de inkara sürükleyecektir.
Ýkincisi ise soracaðýnýz soruyu ehline sorunuz. Fen hocasýna felsefe sorulmayacaðý gibi her hocaya da her mesele sorulmaz. Sorduðunuz kiþi bir bilgisi olmadýðý için eveleyip geveleyecek, soruyu cevapsýz da býrakmamak için de mantýk yürütecektir. “bir araþtýrayým, kaynaklara bir bakayým” da diyemeyecektir. Bilmediði için kýsa yoldan inkar edecektir.
ihvanlar.net
Bu haber 16539 defa okunmuþtur.