Milli Görüşün Milli olmadığının portresi...
Milli görüşün İran yayılmacılığına çanak tuttuğunu ve dört hak mezhebin dışında olan şia'nın ehli sünnet dışı birçok sapkın akidesi olmasına rağmen, Suriye'de ki akan kanlarda İran'ın açık desteği olduğu halde, halen Milli Görüşe müspet bakanlar nasıl bir ciddi tehlike ile karşı karşıya olduklarını anlarlar inşaAllah..
İşte Dr. Ebubekir Sifil hoca bu konuya değinerek bir anlamda Milli Görüşün aslında İran çıkarlarına hizmet ettiğini söylemiş:
Ebubekir Sifil , Milli Görüş üzerinden bu millete İran ve Şİİ propagandası yapıldığını belirttiği Twitleri ,Son zamanlarda ayyuka çıkan Humeyni afişleri ve Oğuzhan Asiltürk’ün açıklamaları üzerine geldi..
Saadet Partisi YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk: “Lübnan’da yapılan bütün toplantılara iştirak ettim. Hatta İran’da Hamaney ile de görüştüm. Hepsiyle görüştüm. Hiçbirisi İslam itikadı dışında hiçbir şey söylemiyorlar.” demişti..
İşte Ebubekir Sifil Hoca’nın yazdıkları:
Son tweetimden rahatsız olanlardan bazılarının AKP’nin kimi yanlışlarına sarılması çok hazin. Benim o politikaları benimsediğimi ima etmek sadece “iftira” anlamı taşır. İmamiyye şiasının İslam Dünyasında izlediği politikalara gözlerini kapatanlar bari şii itikadını öğrensin ..bu açık gerçeğe rağmen onlarla aynı safta duranlardan dünyada da ahirette de beriyim..
Ben Şia tehlikesine dikkat çektikçe AKP’nin yanlışlarına sarılanlar, ya bir yanlışın diğerini doğru kılmayacağını bilmeyecek kadar cahil, ya da hakikatten duydukları rahatsızlığı bu suretle gizleyebildiklerini düşünecek kadar saflar. Bugüne kadar hangi aklı başında Sünnî İmâmiyye itikadını “İslam itikadı” diyerek meşrulaştırmış, mutlaklaştırmış ve sahiplenmiştir?
Irak’ta bacılarımıza tecavüz edenlere “buyur” diyenle, Suriye’de bacılarımıza tecavüz edenin aynı mel’un olduğunu göremeyenlere ne diyeyim! Milli Görüş, Rafızî inancına “İslam inancı” demekte bir sakınca görmeyecek noktaya gelmişse esaslı bir eksen kayması mevcut demektir.
Ben Rafıza’yı eleştirirken onların kaynaklarını ve tarihi esas alıyorum. Onların elindeki kanı yıkama zilletine “dava” diyenlerse “takiyye” gerçeğini atlıyor. Soruyorum, Humeyni ile Hamaney itikadi konularda farklı düşünebilir mi? Ve bu ikisi klasik Rafızî inancını reddettiklerini 1 kere olsun söylemiş midir?
Rafızî propaganda Milli Görüş camiası üzerinden bu milletin inancına, kültürüne, kimliğine,sızıyor. Milli Görüş, bu milletin inancı, tarihi ve kültürü idi. Öyleyken ben Milli Görüşçü olduğunu söyledim her platformda.
Ancak şimdi, , Rafıza’nın gönüllü propagandistliğini yapan, dün “Diyalog ihaneti” kavramıyla andığı kitleyle birden “kardeş” oluveren bir kitle söz konusu ve buna “Milli Görüş” diyorlar. Ya bunlar Milli Görüşçü değil, ya da Milli Görüş bu değil. Öyle ya da böyle, ben bu kitleden beriyim.
Mesele budur.
Benim itikadî çizgimde hamdolsun kıl kadar sapma yok. Kendisine Milli Görüşçü diyen bir kısım insanlar nereye sürüklendiklerine iyi baksın.
Bu haber 18662 defa okunmuştur.
