Şimdide Hatim Etmeye saldıran İslamoğlu


Açıklama: Şimdide Hatim Etmeye saldıran İslamoğlu
Kategori: MUSTAFA İSLAMOĞLU
Eklenme Tarihi: 24 Mayys 2018
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 02:01
Site: Reddiyeler.com - Ehli sünnet itikadı üzerine site
URL: http://www.reddiyeler.com/detay.asp?haberID=749


 #Hadis İNKARCISI #Mustafa #İSLAMOĞLU Kuran'ı seslendirerek okumak,

#HATİM indirmek sevabı diye bir şey yok.
Hatim diye de bir şey yok. 
Kuran'ı hatmetmek #Yahudi adatidir diyor.

¶ Özellikle #Kuran ayı olan #Ramazan ayında camilerde #MUKABELE okunduğu bir dönemde Hz. #Peygamberimiz sav'in bir çok #Hadisini inkar ederek bunu dillendirmesi niyetinin ne olduğunu ortaya koyuyor.
Açıkça ayet ve hadisleri inkar eden ve suratımıza bakarak ben inkar etmiyorum iman ettim diye bizimle alay eden adama nedir siz söyleyin..? 

#Kuran okuma hususunda Rabbimiz cc şöyle buyuruyor :
¶ Nahl Sûresi 98. Ayet :
فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يمِ ﴿٩٨﴾
Kur’an okuyacağın vakit, o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. {Nahl Suresi 98}

¶Araf Süresi 204. Ayet :
وَاِذَا قُرِئَ الْقُرْاٰنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ ﴿٢٠٤﴾
Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve sessiz durun ki rahmete nâil olasınız. (Araf 204)

¶Müzzemmil Süresi 4. Ayet :
وَرَتِّلِ الْقُرْاٰنَ تَرْت۪يلاًۜ ﴿٤﴾
Kur’an’ı tane tane, hakkını vererek oku.

¶BU KONUDA Hz. #Peygamberimiz sav ne dediyse biz ona itibar ederiz. M. #İSYANOĞLU gibi hadis düşmanlığı yapanlar dini konularda bizim referansımız olamaz. 

¶ Kur’ân-ı kerîm okumakla alâkalı olarak sevgili #Peygamberimiz buyurdu ki:

¶ “#Ümmetimin en hayırlısı, #Kur’ân-ı kerîmi öğrenen ve öğretendir.”

¶ “Kur’ân-ı Kerim’den tek #bir #harf #okuyana #bile #sevap vardır. Her hasene on misliyle değerlendirilir. Ben 'Elif Lâm Mîm' bir harf demiyorum. Aksine 'Elif' bir harf, 'Lâm' bir harf, 'Mîm' de bir harftir.”
(Tirmizî, Sevabü’l-Kur’ân, 16)

¶ "Kur'ân-ı Kerim'i maharetle okuyan bir insan, Kirâmen Kâtibin melekleri seviyesinde olur. Onu o seviyede beceremeyen, fakat halis bir niyet ile okumağa çalışan, okurken de kem küm edip dili dolaşan ve Kur'ân'ı okumak ona zor geldiği halde okuyan insana da iki sevap vardır."
(Buharî, Tevnid, 52; Müslim, Müsafirûn, 244)

¶Ebû Hüreyre'den nakledilen bir hadiste, bir adamın kalkıp, ey Allah'ın Rasûlü, hangi amel daha faziletlidir veya hangi amel Allah'a daha sevimlidir, diye sorduğu, Hz. Peygamber'in de: "Konup göçendir ki, Kur'ân sâhibi (hâfız) Kur'an'a evvelinden başlar, sonuna kadar okur, sonundan başlar, #evveline #döner ve #hatmeder. Böylece o, her zaman konup göçer" buyurduğu anlatılmaktadır.
(Hâkim, Müstedrek, I, 562).

¶Enes b. Mâlik'ten rivayet edilen bir hadiste de Hz. Peygamber: "Âmellerin en hayırlısı,-Kur'an okumaya başlamak ve hatmetmektir" buyurmuşlardır (Kurtubî, Tezkâr, 127}

¶ “Ümmetimin yaptığı ibâdetlerin en kıymetlisi, Kur’ân-ı kerîmi, Mushafa bakarak okumaktır.”
“Kur’ân-ı kerîm okunan evden arşa kadar nûr yükselir.”

¶ “Kur’ân-ı kerîm okunan evin hayrı artar, sâkinlerini sıkmaz, melekler oraya toplanır, şeytanlar oradan uzaklaşır. Kur’ân-ı kerîm okunmıyan ev, içindekilere dar gelir, sıkıntı verir, bereketsiz olur. Bu evden melekler uzaklaşır, şeytanlar oraya dolar.”

¶ “Her gece on âyet okuyan, gâfillerden sayılmaz.”

¶ “Kur’ân okuyun! Kıyâmette şefâ’at eder.”
İmâm-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri buyuruyor ki:
“Ma’nâsını anlayarak da, anlamayarak da Kur’ân-ı kerîm okuyan cenâb-ı Hakkın rızâsına kavuşur.”

¶ Kur’ân-ı kerîm okurken, bunun Allahü teâlânın kelâmı olduğunu düşünmelidir. Kur’ân-ı kerîme dokunmak için, abdestli olmak lâzım olduğu gibi, onu okumak için de, temiz kalb lâzımdır. Allahü teâlânın büyüklüğünü bilmeyen, Kur’ân-ı kerîmin büyüklüğünü anlayamaz. Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamak için de, O’nun sıfatlarını ve yarattıklarını düşünmek lâzımdır. Bütün mahlûkâtın sâhibi, hâkimi olan Allahü teâlânın kelâmı olduğunu düşünerek okumalıdır.

¶ Kur’ân-ı kerîmi okumak, mühim sünnettir. Tecvîd ilmine uygun olarak ve hürmet ile okunan Kur’ân-ı kerîmi dinlemek farz-ı kifâyedir. Okuyanlara verilen sevâbların aynısı, dinleyenlere de verilir.

#Sinsi #Kur’ân-ı #kerim #düşmanlığı

¶ Dinde #reform yapmak, #dîni #bozmak #isteyenler, “Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını bilmeden okumanın faydası olmaz, ma’nâsını bilmeyen meâl okumalı” diyorlar. Ayrıca Kur’ân-ı kerîm okumak için bir şartın olmadığını, abdestli abdestsiz, hattâ cünüp iken bile okunabileceğini söylüyorlar.

¶ Böyle söyleyen kimselerin, ünvânı ne olursa olsun, ister profesör, ister dekan, isterse rektör olsun, bunların art niyetli oldukları açıktır. Kur’ân-ı kerîmi sıradan bir kitap hâline getirmek istiyorlar. Bu sinsi bir Kur’ân-ı kerim düşmanlığıdır. Kur’ân-ı kerîm orijinal hâli ile Kur’ân-ı kerîmdir. Meâline, Kur’ân-ı kerîm denilemez. Buna Allah kelâmı denilemez.

¶ Meâl yazılmasının 70-80 yıllık bir geçmişi vardır. Eğer meâl okumak önemli olsaydı, İslâm âlimleri asırlar öncesinden bunu yazarlardı. İslâm âlimleri, meâl okumanın zararlarını bildikleri için, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını, ya’nî hükümlerini, emirlerini, yasaklarını fıkıh kitaplarında herkesin anlayabileceği şekilde yazmışlar; bereketlenmek, sevâb kazanmak için de Kur’ân-ı kerîmi aslından okumayı tavsiye etmişlerdir. Müslümanlar, dinlerini bu kitaplardan öğrenmişlerdir.

¶ Kur’ân-ı kerîmin nasıl okunacağını, ne maksatla okunacağını, Eshâb-ı kirâm, İslâm âlimleri, mezhep imâmlarımız asırlar önce bildirmişler ve 14 asırdır bu şekilde yapılmıştır.

¶Asırlardır, çeşitli dildeki, ırktaki Müslümanlar Arapça bilmedikleri, ma’nâsını anlamadıkları hâlde Kur’ân-ı kerîmi okumuşlar, hadîs-i şerîflerde bildirilen faydalara, sevâblara kavuşmuşlardır. Ma’nâsını bilmeden okunmaz diyenlerin maksadı Müslümanları, bu faydalardan, sevâblardan mahrûm bırakmaktır.

¶ Bütün bunları bir tarafa atıp, yeni usûller, yeni hükümler çıkarmaya kalkanların kötü niyetleri ortadadır. Bunları iyi niyetli zannetmek saflık olur. Bilerek veya bilmiyerek böyle bozuk fikirlere inanmak, öncülük etmek, dînin yıkılmasına yardım etmek olur.

¶ Bir kimsenin #Kur'ân-ı #Kerîm'i #hatmetmesi demek, Kur'ân'daki 114 surenin tamamını okuyup bitirmesi demektir.
Hatim, Kur'ân'ı yüzünden okumak suretiyle yapılabileceği gibi, ezberden okumakla da yapılabilir.

#Ramazan ayında okumuş olduğumuz mukabele ne anlama gelir..?,

"#Mukabele", Kur'an tarihi ile ilgili bir terimdir. Cibril (a.s)'ın her sene Ramazan ayında gelip Kur'an'ı Hz. Peygamber (s.a.s) ile karşılıklı müzakere etmelerini, birbirlerine okumalarını ifade eder.

Kur'an'ın Allah tarafından indirildiği şekilde muhafazası, âyet ve sûrelerin tertibinin doğru olarak tesbiti ve bunun kontrolü için Cibril (a.s) her sene Ramazan ayında, bir rivayete göre Ramazan ayının her gecesinde, Hz. Peygamber (s.a.s)'a gelirdi. Hz. Peygamber (s.a.s.) Kur'an âyetlerini Cibril'e okurdu. Buna "arz" denir. Aynı âyetleri, mukayese için, bir de Cibrîl (a.s) okurdu ki buna da "mukabele" denir.

Kur'an, Hz. Peygamber'e âyet âyet nazil olduğundan her âyetin yeri, hangi sûrenin neresine yazılacağı Cibril (a.s) tarafından bildirilirdi. Rasul-i Ekrem de vahiy kâtiplerine bu şekilde yazdırır, hafızlar da buna göre ezberlerdi. Kur'an böyle özel bir itina ile ezberlenir ve yazılırken; Cibril (a.s) her senenin Ramazanında Rasul-i Ekrem'e gelir, nâzil olan âyetler müdârese ve tekrar arzedilmek suretiyle takrir edilirdi (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid Terc, VII, 316).