DİYANET YÖNETİMİ MATURİDİ ÇİZGİSİNDE ÖYLE Mİ?


Açıklama: Diyanet kadrosu hakkında bazı bilgiler..
Kategori: DR. AHMET GELİŞGEN
Eklenme Tarihi: 26 Mayys 2017
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 14:57
Site: Reddiyeler.com - Ehli sünnet itikadı üzerine site
URL: http://www.reddiyeler.com/detay.asp?haberID=521


(Watsap grubunda, "Diyanet (yönetimi) Maturidilik Çizgisine vurgu yapıyor" iddiasına karşı yazılmıştır)  

Görmez, Özafşar, Bünyamin Erul ve Bardakoğlu, yeni atanan Bşk Yard Yavuz Ünal da, geçmiş İslami İlimleri, dolayısıyla Maturudiliği, Eşariliği ve diğer ameli  4 mezhebi de kökünden kürüyüp atmaya çalışan bir zihni yapıya sahiptirler. Bu konuda her birinin çok sayıda sunum, makale ve söylemi vardır. Bunların, Maturidiliğin tırnağına bile toleransı yoktur. Diyanetteki görevleri esnadında da bu görüşleri istikametinde çalışmışlardır. Maturidi ve Eşariliği, eski dini bilgi sistemi adıyla, Diyanete ait bir kitapta (İslam Giriş, Evrensel Mesajlar, s s. 615) "köhnemiş" ve "köhneleştirici" olarak niteleyen yazılar yazdırmışlardır.

Bunların icraat ve fikirleriyle ilgili elimizde belki 5000 sayfa düküman vardır. En az 500 sayfa da yazı yazmışımdır. 250-300 sayfalık özetin özeti bir kitabım da hazır sayılır.

Bunların, haysiyetlerini daha fazla alt üst edecek yazı ve çalışmaları ortaya çıkmadan çekip gitmeleri, kendi menfaatlarınadır. Yoksa böyle giderse, bu kurumdan ayrılınca  sokağa çıkamazlar. İyiliğiniz olacaksa bu savunduğunuz adamlara, onlara bu konuda yardımcı olabilirsiniz. Özafşar, "eski kitapları önce tek tek ele almalıyız, sonra da bunları bir bir tüketmeliyiz" diyor. Ne Maturidiliğinden bahsediyorsunuz siz?.. Eski kitaplar dediği,  Kuran Sünnet'ten süzülen Maturidi ve Eşari temelli, İslami ilimlere ait hazinemiz.

"Hadisler Sahabenin uyduruğudur", "sünnet bize bir model olarak gelmemiştir", "Kuran'ı anlamanın önünde en büyük engel sünnettir" diyen adamlar, Kuran'ın Allah kelamı olmayabileceği ve her şeyde delil olmayacağı konusunda TDV'ye bağlı birimlerde kitaplar yayınlayanlar, aynı bağlamda bahse konu birimler aracılığıyla sempozyum düzenleyenlerin, Maturidilikle ne ilintisi olabilir acaba?

Çok garip ve tutarsız bir iddia!..

Bu yaklaşım, olsa olsa, son günlerde zora düşen bidat fikirlerin, altın tas içerisinde sunulma denemesidir.

Onlarla ilgili ileri sürdüğümüz gerçeklere, onların fikirdaşları değil, çıksınlar kendileri cevap versinler! Kuru kuruya onları tezkiye etmeye çalışanlar, dostlarını daha çok yıprattıklarının farkındalar mı acaba? Böyle dost düşman başına, demiş büyükler!

Bizim derdimiz, şahısları yıpratmak değil, Diyanet gibi nezih bir kurumu kurtarmak, Koca bir devlet kurumunun basamak yapılması suretiyle bidat fikirlerin millete telkin edilmesine son vetmektir. Nitekim aynı fikirleri savunan  dışardaki teologlarla, kamuya zararları olmadığı sürece uğraşmayız.
 
Sizden, jüri huzurunda kendileriyle bunları konuşacağımız bir açık oturum da istedim. Haberinizi bekliyorum. 

26.05.2017/12:05

Dr. Ahmet GELİŞGEN