Dilipak'ın Ehli Sünnetin Dışında ki Açıklamalarına Binaen! - 1


Açıklama: Abdurrahman Dilipak Gerçekleri 1
Kategori: ABDURRAHMAN DİLİPAK
Eklenme Tarihi: 30 Temmuz 2015
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 04:18
Site: Reddiyeler.com - Ehli sünnet itikadı üzerine site
URL: http://www.reddiyeler.com/detay.asp?haberID=230


Bir gündem analizi:
TASAVVUF KARŞITLARININ YÜKSELEN GOYGOYUNUN ARDINDA NE VAR?

Bomba var!
Bombanın ne olduğunu görmek için, bu yazıyı okumalısınız.
Önce hafızamızı tazeleyelim, toplumun manevî duygularını yükselten neler oldu, onları bir hatırlayalım:


-Birkaçyıl önce, o güne kadar pek az kimsenin tanıdığı CÜBBELİ AHMET HOCA adında bir fakih-molla bir ana-akım medya kuruluşunun tv'sinde göründü ve Ülkemizdeki rüzgarı tasavvufa ilgi/merak yönüne çevirdi. Çünkü, Cübbeli Hoca, hem şer'î ilimlere hem tasavvuf ilmine olan derin vukûfiyeti, nüktedan anlatımı, muhteşem hafızası, geniş ufku ile hemen her kesimden insanın ilgisini ve beğenisini kazandı.


-Onun beğeni kazanmasıyla, tıkız, cahil, muhabbetsiz, sakalsız-takkesiz, yakasını bilmem neresine kadar açmış bayan sunucu karşısında utanmadan Ellah-peygamber-ihlas-takva konuşmakta sakınca görmeyen "tv püftüleri" mevzi kaybetti; geriledi. Sermayesiz oldukları açıkça görüldü.Toplasan hepsinin bir Cübbeli'nin cübbesini dolduramadığı görüldü.


-Semerkand Grubu, 5 dergi, radyo ve televizyon, yayınevi, yurt sathına yayılmış iletişim merkezleri(SİM) ile, ülkemizdeki ehl-i sünnet çizginin ve tasavvuf yolunun muhkem bir temsilcisi olmayı üstlendi. Grup, ilahî takdirin kendisine yüklediği bu görevi büyük bir titizlik ve yetkinlikle sürdürüp bugünkü konumuna getirdi.


-Nakşibendiliğin Menzil Yolu ile birlikte adları anılan ESKİ İKİ BAKAN çok olumlu, özgün, hatta efsane işlere imza attı. Hem iktidar partisi tabanında, hem ülke genelinde kabul gördüler. Sağlık ve enerji alanlarında yerleri zor doldurulacak iki isim oldular.


-TRT'nin Diriliş ERTUĞRUL dizisi, işlediği Muhyiddin-i Arâbî[k.s] motifiyle büyük halk kitlelerinin kalplerinin tasavvuf yoluna ve ehline ısınmasına vesile oldu.


-Geçtiğimiz Ramazan ayında yine, TRT gibi izlenme oranı yüksek ve yaygın olan bir tv kanalında yayınlanan YUNUS EMRE [k.s]'nun hayatını konu alan dizi de, hala yankıları süren, konuşulan ve tekraren izlenilen bir beğeniye erişti.


Bu dizi sonrası insanımızın tasavvuf "okumaları" olumlu anlamda değişti.


Bütün bunları ne diye yazıyoruz?
Manzara-ı umumiyye derlerdi eskiler; Ülkemizdeki genel hava ne durumda onu bi saptayalım istiyoruz.


Bütün bunların üstüne, evet, hepsinin üzerine şartları kaymak kıvamına getiren gelişmeleri de ekleyin:
-Cemaat görünümlü çetenin foyası meydana çıktı ve en ücra noktalara değin 'ince elek' bir tasfiye sürecine girildi.


Tabloyu gözünüzün önüne getiriniz:
Bir yanda boşalan/boşaltılan kamu kadroları veya iktidarın himayesi altındaki ana gruplardan birinin(Fetö'nün) gözden düşmüş olması; öte yanda, bu boşalan kadrolara ve "İKTİDAR GÖZDELİĞİ" mevkiine geçip kurulma arzusuyla yanıp tutuşan bazı "eli ve dili uzun" adamlar...


Oturup bazı mahfillerde, kimi Haliç'i seyreden teras kafelerde 'nargile dumanıyla islamcılık sloganları' üflerken, kimi de katıldığı kendine yakın dernek-vakıf-gazete-yardım kuruluşu vs toplantılarında çay yudumlarken, 'bu gidişatta KONUMUMUZU NASIL PARLATABİLİRİZ?' hesapları yaptılar; yapıyorlar.


Bu hesaplar 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından başladı ve fâş edilmek için uygun zaman kollandı.


Dikkatli olmalıydılar: '44 yılda ördükleri hırkayı' 44 günde, hele beddua seansıyla 44 saniyede kül ediveren FETÖ Çetesi gibi olmamak lazımdı; zamanlama uygun olmalıydı.Kendi aralarında konuştukları derin analizleri ve yeni durumda istikbalimiz parlar mı beklentilerini, kamuya açık alanlarda açıkça söyleyemiyorlardı.


Uygun ortam, zaman ve zemin bekleniyordu.


YANLIŞ HESAP: PARALEL'E PARALEL ÇIKIŞ

"Dimyat'a pirinçe giderken eldeki bulgurdan olmak" diye bir deyimimiz var ya...
Yaptıkları hesap ve planları daha uzun süre saklayamazlardı. Gidişatı onlar açısından tehlikeli yapan gelişmeler vardı: hükümet kurulamayacağa benziyor ve Kasım gibi çok yakın bir zamanda TEKRAR SEÇİM yapılacağı konuşuluyordu.


Vakit dardı, alınacak yol uzundu,fazlaca gecikmeden kendilerini iktidar gözdeliğine taşıyacak atraksiyonlara kalkışılmalıydı ki, arzuları gerçekleşsin ve hem kadrolarda hem de tekrar seçimde kendilerinden isimler listelerde yer bulabilsindi.


Nihayet, geçtiğimiz pazar içlerinde 'en uzun elli ve dilli' olanı patlayıverdi:
"Aman ha dikkat!" başlıklı karmaşık yazısıyla, SIRRI fâş ediverdi.

Ortam uygun muydu, peki?


FETÖ'nün uzun zamandır Türkiye'deki DİNLERARASI DİYALOG MİSYONERLİK FAALİYETİnin önündeki en büyük engel olarak gördüğü İKİ BÜYÜK EHLİ SÜNNET kitle vardı:

1- Menzil Yolu: teknik-elektronik dinlemeye almışlardı;hatırlayın.
2-İsmailAğa Yolu: Diyaloğa reddiyeler irad eden Cübbeli Ahmet Hoca'yı olmayacak suçlamalar ve delillerle içeri tıkmışlardı; hatırlayın.


FETÖGİLLERİN sürdüregeldikleri EHLİ SÜNNET ÇİZGİSİNDEKİ TASAVVUF KOLLARINA olan amansız düşmanlık, üst aklın dayatmasıyla gelen ve geçtiğimiz genel seçimlerde âyân olan ortak hareket edin emri gereğince, TERÖRGİLLERle paslaşmalarla zirve noktaya erişti.


Mantık şuydu: İktidarı geniş halk kitlelerinin gözünden düşürmek ve desteksiz bırakıp zayıflatmak.

Diyanet'i de bu yüzden diline doladı TERÖRGİLLER...

KÜRTÇE KUR'AN'ın Devletçe basılmış olmasından da, zerdüştlük akidesine bağlılık haricinde, bu siyasi emelle hazzetmedi.


"Mevcut iktidar IŞİD'i DESTEKLİYOR" yalanı da bu yüzden üretildi, aynı üst akılca: Ey millet, bu iktidar sizin sevgiliniz olamaz! Onun sevgilisi siz değilsiniz: IŞİD'in kuması olmaya razı mısınız? diyorlardı.


Terörgillerin-yerli veya yabancı olması önemli değil- Suruç'ta patlattığı, yine terörgillerin entel-militan neferi SIRRI'nın havalandırdığı "Adıyaman'da neler oluyor?" topuna uzun kafa vuruşuyla girdi o yazısıyla 'eli ve dili uzun adam'ın biri.


FETÖ'nün hareketlendirdiği, Terörgillerin odakladığı bu 'top'a, uzak gibi görünen köşede duran 'eli ve dili uzun adam' öyle bir zamanda ve pozisyonda vuruş yaptı ki, Dimyat'a pirinçe giderken elindeki bulgurdan olmak deyimi tam da onun şahsında somutlaştı.


Onun bu çıkışı, paralel'e paralel bir çıkış olarak yanlış pozisyondaydı.


Paralel ile aynı amaca yönelik bir çıkıştı.Üstelik, bu çıkışı, terörgillerle de bu amaçta tam bir kesişme gösterdi.


Ellah, niyeti halis olmayan bu girişimin, zamanlamasını yanlış yaptırmak suretiyle, nâdanlarla iştutanların hasıl etmek istedikleri sonucu onlardan uzaklaştırdı.


Yani, tasavvuf karşıtı nâdanlar da,paniklemeleri nedeniyle paralel+terör çetesilerinin kumandasındaki şimendifere bindiler.

Yazıyı çok uzatmamak için, devamını başka yazıya bırakalım.



Bilgi notu:Marfan sendromu, anormal bağ dokusu yapısı ile karakterize bir sendrom. Birçok sistemi aynı anda etkilemektedir. Birçok hastada UZUN PARMAKLAR ile karakterizedir.Eli ve dili uzun olur.



Dr. Adnan Kebenç



Devamı:

Tasavvuf karşıtlarının Yükselen Goygoyunun ardında ne var? - 2